Vicdan(sız)lık… Faşizm…

Vicdan(sız)lık… Faşizm…

Çocukluğum Anadolu’nun bir köyünde geçti. Geçen yıllar içerisinde çeşitli öğretilerle büyüdüm. Susmak o zamanlar erdemlikti. Karıncanın yuvasını bozmak günah, büyüklerine karşı saygısızlık çok ayıptı!
72 millete aynı nazarda bakmayı o zamanlar öğrenmiştim. Hakikat kapısının 1. Makamıydı. O hakikatin peşinden gitmeye karar verdiğimde hızla değişen sistemin içinde kendimi direnirken gördüm. Sonra “biz büyüdük ve kirlendi dünya” şarkıları hızla çoğalıyordu. Çoğalan kirlilikte temiz kalmanın mücadelesi yorgunluk olarak döndü bize!
Bazen aklın alamayacağı ve hatta delirme noktasında bir cinnet haliydi son zamanlarda yaşadıklarımız. 72 millete aynı gözle bakmayanlar adeta cinnet getiriyordu. 80 yaşındaki bir ananın mezarını açacak kadar korkunç bir delirme haliydi! Hatun Tuğluk’u mezarından çıkartan bu güruhu sadece yaşadığımız faşizm ortamıyla açıklayamayız. Aslında bu durumu hiçbir sözcükle açıklayamayız! Vicdansızlığın son noktası ,faşizmin en kara dönemi! Yaşamaktan utanç duyduğumuz, nefes alırken solumaya korktuğumuz kapkara günler bu günler. Artık ölülerimizi bile mezara koyamadığımız bu günler geçer mi bilmem; bildiğim vicdan denilen şeyin yavaş yavaş kanlardan çekildiği. Kanlardan çekilen vicdan bizim ölülerimizin yerine mezara koyduklarımız. Hatun ananın mezarını çıkartırken kendi vicdanlarını o mezara gömenler utansın! Eğer utanacak bir damla kanları kaldıysa!

*************************************************
Nuriye ve Semih… Devlet güçleri onları yine mahkemeye çıkartmamak için hasteneye yatırdı! Zorla müdahalenin ölüm olduğunu bile bile! Kapkara günler bugünler! Ülke açık cezaevine döndü. Sanatçı Pınar Aydınlar’a 10 ay kesinleşmiş hapis istendi; avukatlar hapiste, öğrenciler, gazeteciler… Faşizmin en ağır günlerini yaşıyoruz. “90’lar bile böyle değildi” diyenler çoğalıyor. Evet değildi, çünkü artık siyasi iktidar daha meşru zeminde faşizmi uyguluyor. ‘Tek adam’ diktasıyla esip gürlüyor. 90’larda en çok acıyı Kürtler çekiyordu, bugün de olduğu gibi, ama şimdi Aleviler, Kürtler, solcular… Kısacısı iktidarın yüzde 50’sine gimeyenler artık ülkede ‘terörist’ ilan edildi! En büyük ayrımcılığı yapan iktidar Hrant Dink’i arkasından vuranla, Hatun ananın cenazesni mezarından çıkartanla ‘kahramanlık’ fotoğrafı çektiriyorsa, Berkin Elvan’ın annesini kitlelere yuhalatıp sokak ortasında kolunu kırdırıyorsa; Dilek Doğan’ı annesinin gözleri önünde vurduruyorsa…. Ah benim ülkem…. Çok kara günler biliyorum. “Bizi öldürmek isteyenlerin ülkesi” oldu artık! Tezer Özlü haklıymış!!
Gülüşlerimizden korkan devlet bir gün elbet kahkahalarımıza da tanıklık edecek.

Zaman bizde kendini sınadıkça ortaya iki şey çıkıyor: İyiler ve kötüler. Ve biz şunu biliyoruz; her filmin sonunda iyiler kazanır!

EN SON EKLENENLER