Yargı trajedisi: O dosya AYM’ye gidiyor

 İzmir’de 2007’de bir kişinin yaşamını yitirdiği ve TİT’in üstlendiği bombalı saldırıda hakkında delil olmamasına rağmen 2 kez ağırlaştırılmış ve 41 yıl 2 ay hapis cezası verilen Özkan Yaşar dosyası “Yeniden yargılama” talebiyle AYM’ye taşınıyor. Dosyada ismi geçen emniyetten, savcı ve hâkimine herkes “FETÖ/PDY” kapsamında tutuklanırken, dönemin İzmir Valisi Cahit Kıraç da aynı gerekçe ile yargılanıyor.

Türkiye hukuk tarihine “Yargı trajedisi” olarak giren Özkan Yaşar davası; hâkiminden, savcı ve polisine kadar dosyada ismi bulunanların cemaat soruşturması kapsamında ihraç edilip tutuklanmasının ortaya çıkması ile yeniden açılmayı bekliyor. İzmir’in Bornova ilçesinde 12 Mayıs 2007’de yaşanan ve bir kişinin yaşamını yitirdiği, 17 kişinin yaralandığı patlamaya ilişkin hakkında olmayan delillerle 6 yıllık yargılama sonrası 2 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 41 yıl 2 ay hapis cezası verilen Özkan Yaşar’ın avukatları, cemaat soruşturmaları kapsamında isimleri ortaya çıkan hakim ve savcıların ilgili durumu ile birlikte Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) “Yeniden yargılama” talebiyle başvuru yapmaya hazırlanıyor.

EMNİYETİ, SAVCISI, HAKİMİ ‘FETÖ/PDY’DEN TUTUKLANDI

Türk İntikam Tugayları (TİT) olarak bilinen ırkçı bir örgütün üstlendiği bombalı saldırı ile alakası olmadığını ısrarla dile getiren ve yapılan yargılama sürecindeki tüm hukuksuzluklara rağmen Yaşar’a ceza verildi. Yaşar’a verilen cezada ismi geçen dönemin İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesi hakimlerinden Cahit Kargılı ve Cemil Uzun cemaat soruşturması kapsamında tutuklandı. Aynı şekilde Yaşar dosyasının savcısı Sedat Özen’in de geçtiğimiz gün cemaat soruşturması kapsamında Balıkesir’de tutuklanan isimler arasında olduğu ortaya çıktı. Yine dönem itibari ile Yaşar dosyasında hazırlık aşamasında İzmir Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı TEM Şube müdürleri ile Kriminal amirlerinin tamamı da cemaat üyesi oldukları gerekçesi ile görevlerinden alınmış bulunuyor.

DÖNEMİN VALİSİ KIRAÇ DA ‘FETÖ/PDY’TEN YARGILANIYOR

Olayın yaşanmasının hemen ardından olayın PKK tarafından gerçekleştiğini öne süren dönemin İzmir Valisi Cahit Kıraç ise, 26 Ağustos 2016’da cemaat soruşturmaları kapsamında gözaltına alındı. 2 Eylül’de adli kontrol şartıyla serbest bırakılan Vali Kıraç, halen cemaat soruşturmaları kapsamında yargılanıyor.

‘OĞLUM SERBEST BIRAKILSIN’

Yaşar’ın annesi Hazal Yaşar, oğlunun sebepsiz yere bir kumpas sonucu 10 yıldır cezaevinde olduğunu ve serbest bırakılması gerektiğini söyledi. Anne Yaşar, evlerine baskın yapıldığı günü şöyle anlattı: “Eşimin evde babasından kalma bir av tüfeği vardı. Hatıra diye sakladığı. Onu götürdüler. Bodrumda böcek ilacımız vardı, her evde olması gereken onu bahane edip götürdüler. Keçimiz vardı besliyorduk. Keçinin gübresini bile bahane edip aldılar. Biz bu işin peşini bırakmayacağız. Oğlum çantacıda çalışıyordu. Evinden işine işinden evine gelirdi. Yakalanır yakalanmaz hiçbir mahkeme hiçbir şey belli değilken bütün medya organları manşet manşet hedef gösterdi.”

NE OLMUŞTU?

Bir pazar esnafının yaşamını yitirdiği 17 kişinin ise yaralandığı patlama, Ergenekon iddianamesine de giren ve cumhurbaşkanlığı seçimlerini etkilemek amacıyla Türkiye’nin büyük şehirlerinde organize edilen “Cumhuriyet Mitingleri”nden biri olan İzmir mitinginden bir gün önce gerçekleşmişti. Olay yeri incelemesi esnasında pazaryerine gelen dönemin İzmir Valisi Cahit Kıraç, hemen patlamanın PKK tarafından gerçekleştirildiği yönünde beyanlarda bulunmuştu. Ancak yapılan olay yeri incelemelerinin ardından patlamaya neden olan bombanın özellikle gizli servisler tarafından kullanılan, Türkiye’de de birçok aydın ve tanınmış isme yapılan suikastlarda kullanılan RDX patlayıcı türünde olduğu tespit edilmişti. Patlamanın ardından 2 Haziran 2007’de Karabağlar’da ağabeyinin evinde kalırken, polisin yaptığı baskın sonucu gözaltına alınan Özkan Yaşar, bombalı eylemden önceki gece ve patlamanın olduğu saatlerde telefon sinyalinin Buca ve Karabağlar ilçesinde gözüktüğü incelemelerde ortaya çıkmasına rağmen tutuklanmıştı. Mahkeme boyunca hakkında hiçbir somut delil bulunmayan Yaşar hakkında istinat edilen tek delil ise bir pazar esnafının görgü tanığı olarak dinlendiği davada, Yaşar’ı olay yerinde görüp görmediği yönünde sorulan soruya “gördüğüm kanaatine vardım” demesi oldu.

TİT ÜSTLENDİ, CEZA YAŞAR’A KESİLDİ

Dava devam ederken Diyarbakır Koşuyolu Parkı’nda yaptığı bombalı saldırıda 10 kişiyi katleden TİT üyesi Hikmet Topal, savcılık sorgusunda, “İzmir’de yaptığım patlamanın ardından eşkali bana benzeyen bir kişi yakalanmış. Hatta onun yakalandığını duyduğumda ‘kim bu yakalanan salak’ diye söylemiştim. İlk başlarda haksız yere hapiste yatmasını umursamadım. Eylemin faili bizzat benim, bu kişinin de şu an ceza çekmesinden kurtulmasını istiyorum” şeklinde beyanda bulundu. O dönem İzmir’de asker olan Topal, eylemleri bir komutanı aracılığı ile gerçekleştirdiğini söylemiş hatta patlayıcının yerleştirildiği bisikletin üstündeki yazıları dahi ifadelerinde belirterek, patlamanın ardından birkaç internet sitesine olayı üstlendiğine dair mailler de gönderdiğini ifade etti. Ancak daha sonra ne olduysa daha önce verdiği beyanları reddeden Topal, ifadeleri işkence altında verdiğini iddia ederek suçlamaları reddetti.

KARŞI GÖRÜŞ BİLDİREN HAKİM EMEKLİLİĞİNİ İSTEDİ

Yapılan yargılama sırasında patlayıcı madde ve çevresinde Yaşar’ın parmak izine rastlanmadı. Yaşar’a ait telefon sinyallerinin olay yeri ile ilgisi olmadığı anlaşıldı. Yaşar’ın üzerinde çıktığı iddia edilen olay yerine ait krokinin Yaşar’a ait olmadığı ortaya çıktı. Ancak tüm bunlara rağmen bir pazar esnafının olay yerinde Yaşar’ı görüp görmediği yönündeki soruya “Gördüğüm kanaatine vardım” demesi dışında tek delil sunulamadı. Mahkemenin bugün cemaat soruşturmaları kapsamında yargılanmayan tek hakimi ve başkanı Güngör Tosunoğlu’nun Yaşar’ın olayla ilgisinin olmadığı yönünde görüş bildirmesine rağmen Yaşar’a oy çokluğuyla 2 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 41 yıl 2 ay hapis cezası verildi. Hakim Tosunoğlu ise, bilinmeyen bir nedenle emekliliğini istemesi ile gündeme geldi.

Cihan Başakçıoğlu / Ruken Demir – dihaber

EN SON EKLENENLER