YOL TV davası: Alevilerin sesi bir ihbar ile kısılmış

Kapatılan Yol TV’nin İdare Mahkemesi’nde görülen davasının ardından değerlendirmelerde bulunan avukat Nuray Özdoğan, OHAL’de dahi basın özgürlüğünün esas olduğunu, Yol TV’nin kapatılmasıyla milyonlarca Alevinin mağdur edildiğini söyledi.

TÜRKSAT üzerinden yayın yapan ve 29 Aralık 2016’da yayını durdurulan Yol TV’nin duruşması Ankara 10’uncu İdare Mahkemesinde görüldü. Duruşmaya aralarında Avrupa’dan gelen Alevilerin de olduğu çok sayıda Alevi kurum temsilcisi ve Alevi toplumu üyeleri, HDP ve CHP milletvekilleri katıldı. Duruşma sonrası kararın önümüzdeki günlerde açıklaması bekleniyor.
İddianamede yer alan bilgilere göre 13 Ekim 2016 tarihinde yarım saatlik bir yayının 25 Ekim 2016 tarihinde ihbar edilmesi ile soruşturma başladı. Bahse konu yayında “devletin aleyhine propaganda yapıldığı” iddia edilirken, 21 Aralık 2016’da Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) yaptığı toplantıdan sonra 22 Aralık’ta Anadolu Ajansı üzerinden, Yol TV’nin kapatıldığı duyuruldu. RTÜK kapatma gerekçesi olarak “RTÜK’ten lisans alınmaması” olarak açıkladı. Yol TV yayınlarını Almanya’da faaliyet yürüten bir şirket üzerinden devam ettirirken, yasal işlemlerini de Türkiye’nin tarafı olduğu Avrupa Sınır Ötesi Sözleşmesi’ne dayandırarak gerçekleştiriyordu.
‘YOL TV İHBAR İLE KAPATILDI’ 
Konuya ilişkin yazılı açıklamada bulunan davanın avukatı Nuray Özdoğan, Almanya’da kurulan bir firmadan Türkiye’ye yönelik yayın yaptığı için Yol TV’nin yayınının durdurulduğuna işaret etti. RTÜK’ün şimdiye kadar böyle bir uygulamasının olmadığını ifade eden Özdoğan, “Daha önce RTÜK bağlı bulundukları lisans veren kuruluş ve devlete ihlali ihbar etmiştir. Çünkü  6112 sayılı kanun, yönetmelikler. Avrupa Sınır Ötesi Sözleşmesi ve Avrupa Görsel İşitsel Medya Hizmetleri direktiflerine göre böyle yapması gerekmekteydi” değerlendirmesinde bulundu.
TÜRKİYE TARAFI OLDUĞU SÖZLEŞMELERİ İHLAL ETMİŞ OLDU’ 
Konuyla ilgili Nisan 2017’de yayınlanan KHK ile kapatmanın dayanağının oluşturulduğunun altını çizen Özdoğan, “Dava devam ederken 690 sayılı OHAL KHK’si ile yurtdışından yayın lisansı bulunan yayın kuruluşlarının Türkçe dilinde Türkiye’ye yönelik yayın yapması veya Türkiye’ye yönelik ticari iletişim yayınlarına yer vermesi halinde her durumda Türk yargı yetkisi altında olduğu, yani RTÜK’ten lisans alması gereğini şart koştu” dedi. Bu durumun 1993 yılında imzalanmış olan Avrupa Sınır Ötesi Sözleşme hükümlerini ve 6112 sayılı kanun hükümlerini uygulamamak olduğunu söyleyen Özdoğan, “Hali hazırda Türkiye’den yayın lisansı olanlarda sözleşme hükümleri gereği yurtdışındaki yayın ağlarını kullanabilmektedir. Hiçbir ülkede ‘Neden? RTÜK’ten lisans aldın, bizden almadın’ denmemektedir” bilgisini paylaştı.
‘TÜRKİYE’YE YÖNELİK YAYIN YAPAN TÜM KURULUŞLAR RİSK ALTINDA’
Yaşanan durumun TÜRKSAT üzerinden yayın yapan tüm yabancı kanalları risk altına soktuğunu bir örnek ile açıklayan Özdoğan, BBC Türkçe kanalının Türkiye’ye yönelik Türkçe dilinde yayın yaptığı anda RTÜK’ün bu kanalı kapatabileceğine işaret etti. Gelinen noktayı, “Devletler hukukundaki karşılıklılık ilkesine de aykırı bir tablo” olarak nitelendiren Özdoğan, “RTÜK ve siyasi irade Yol TV’nin yurtdışındaki Alevi toplumu ve tüm Türkiyelilere sunduğu sosyal, kültürel, eğitici ve asimilasyonu önleyici rolünü de göz ardı etmektedir” değerlendirmesinde bulundu.
‘YOL TV UYARILMADAN KAPATILDI’
Yargının cinsel içerikli, çocuk istismarına yol açan yayınlarda dahi öncelikle yayın kuruluşunun uyarıldığının altını çizen Özdoğan, “Zorunluluk oluşursa ihlal konusu programın yayından geçici olarak kaldırılmasına karar verilmektedir. Oysa Yol TV yarım saatlik, siyasilerin siyasi görüşlerini telefonla bağlanarak anlattığı bir program nedeni ile kapatılmış. Ayrıca 10 yıldır yayın yapan kanalın 10 milyonun üzerindeki izleyicileri de mağdur edilmiştir” ifadelerini kullandı.
‘OHAL’DE DAHİ BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ ESASTIR’
OHAL’de dahi basın özgürlüğünün esas alınması gerektiğini söyleyen Özdoğan, “Yargı kararı hariç yayınların iletiminin durdurulmasına karar verilemez. İfade özgürlüğü, haber verme ve alma hakkı, bilgilenme hakkı ağır ihlale uğramıştır. Yargıdan eşitlikçi, ayrımcı olmayan bir tutum izleyerek hukuka uygun karar vermesi talep ettik” diye kaydetti.

EN SON EKLENENLER