Davis: Özgürlüğe sahip olmadan huzur bulmayız

ABD’de başkanlığa Donald Trump’ın seçilmesi ve tüm dünyada yükselen aşırı sağa karşı, ABD’li kadın eylemcilerin öncülüğünde düzenlenen küresel 2017 Women’s March (2017 Kadınların Yürüyüşü)’nde konuşma yapan ABD’li ırkçılık karşıtı feminist ve LGBTİ eylemcisi, akademisyen Angela Davis, “Biz özgürlüğe inananlar, ona sahip olmadan huzur bulmayız” sözleri ile kadınlara seslendi.

Davis’in konuşmasından bazı bölümler şöyle:

“Tarihimizin bu çetrefilli anında, burada, Kadınların Yürüyüşü’nde olan bizlerin, yüz binlerce, milyonlarca kadın, trans, erkek ve gencin; ölmekte olan ırkçı, hetero-patriyarkal kültürün yeniden yükselmesini engellemeye kararlı değişim güçlerini temsil ettiğimizi kendimize hatırlatalım.

Biz, tarihin kolektif öznesi olduğumuzun farkındayız ve tarih internet sayfaları gibi silinemez. Biliyoruz ki bu öğleden sonra toplandığımız bu topraklar yerlilere aittir ve bizler, soykırım şiddetine rağmen toprağı, suyu, kültürü, insanı için mücadele etmekten vazgeçmeyen ilk insanların öncülüğünü takip ediyoruz. Duran Kaya Kabilesi’ni bugün özellikle selamlıyoruz.

Bu ülkenin tarihinin özünü şekillendiren siyah insanların özgürlük mücadelesi kolay kolay silinemez. Siyah yaşamların önemli olduğunun unutulmasına izin vermeyeceğiz. Bu ülke sırtını köleliğe ve sömürgeciliğe dayamıştır ki bu da, Birleşik Devletler’in asıl tarihinin öyle ya da böyle göçmenlik ve köleleştirme tarihi olduğu anlamına gelir. Yabancı düşmanlığını yaymak, cinayet ve tecavüz suçlamaları savurmak ve duvarlar inşa etmek tarihi silmeyecektir. Hiçbir insan evladı gayrı meşru değildir.

Bu bir kadın yürüyüşüdür ve bu kadın yürüyüşü, devlet şiddetinin ölümcül gücüne karşılık feminizmin vaadini temsil etmektedir. Ve kapsayıcı ve mücadeleleri kesiştiren feminizm hepimizi ırkçılığa, İslamofobiye, anti-Semitizme, kadın düşmanlığına, kapitalist sömürüye karşı direnişe davet etmektedir.

Evet, ‘fight for 15’i* selamlıyoruz. Kendimizi kolektif direnişe adıyoruz. Mortgage rantçısı milyarderlere ve soylulaştırmacılara karşı direniş. Sağlık hizmeti rantçılarına karşı direniş. Müslümanlara ve göçmenlere yönelik saldırılara karşı direniş. Engelli insanlara yönelik saldırılara karşı direniş. Cezaevi endüstri kompleksi yoluyla ve polis eliyle uygulanan devlet şiddetine karşı direniş. Başta beyaz olmayan trans kadınlara yönelik olmak üzere, kurumsal ve mahrem toplumsal cinsiyet şiddetine karşı direniş.

Kadın hakları tüm gezegende insan hakları demektir ve bu yüzden Filistin için özgürlük ve adalet diyoruz. Önümüzdeki aylar ve yıllarda, kırılgan halklarımızı savunurken daha militan bir hale gelmek adına toplumsal adalet taleplerimizi yoğunlaştırmamız beklenecektir. Hala beyaz erkek hetero-patriyarkanın üstünlüğünü savunanlar kendine dikkat etse iyi olur.

Trump yönetiminde geçecek önümüzdeki 1459 gün, 1459 günlük bir direniş olacak: Tabanda direniş, sınıflarda direniş, iş yerlerinde direniş, sanatımızda ve müziğimizde direniş.

Bu daha başlangıç ve Ella Baker’ın** sözleriyle ‘Biz özgürlüğe inananlar, ona sahip olmadan huzur bulmayız’. Teşekkürler.”

*Fight for 15 (15 için mücadele): McDonald’s işçileri tarafından başlatılan kampanya.

** 1903-1986 yılları arasında yaşayan ABD’li siyah sivil haklar eylemcisi.

Bu haber kulturservisi.com sitesinden alınmıştır

EN SON EKLENENLER