Dersimli kadınlar, panelde bir araya geldi: Şiddeti görünür kılmalıyız

PİRHA- 21. Munzur Festivali kapsamında “Kadınlar konuşuyor; nasıl yaşıyoruz ne istiyoruz?” paneli düzenlendi. Konuşmalarda Dersim’de kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığa değinilirken “Devlet, buralara özel kadın kırımı politikaları uyguluyor” vurgusu yapıldı.

Dersim’de “Madencilik Yağmasına Karşı Doğayı ve Yaşamı Savunuyoruz” şiarıyla düzenlenen 21’inci Munzur Kültür ve Doğa Festivali Sanat Sokağı’nda düzenlenen “Kadınlar Konuşuyor, nasıl yaşıyoruz ne istiyoruz?” oturumu ile sürdü.

“KADINLAR AYRIMCILIĞA VE ŞİDDETE MARUZ KALIYOR”

Açık kürsü olan oturumda ilk olarak Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Milletvekili Ayten Kordu söz aldı. Kordu, kadınların siyaset, spor, sağlık gibi her alanda ayrımcılığa maruz kaldığını belirterek “Kadın kırımı diye ifade edebiliriz. Her 3 kadından biri bu ülkede şiddete maruz kalıyor. Taciz, tecavüz… 20 yıllık AKP-MHP faşizm iktidarında kadın haklarının tekrar feshedildiğini biliyoruz. İstanbul Sözleşmesi, 6284 bunlardan bir tanesidir. Bu zihniyet bütün alana yerleşiyor” dedi.

Alevi ve Kürt kadınlarının, kamuda ve evde hak mücadelesini daha fazla yürüttüğünü söyleyen Kordu, “Kentimizde ev içinde şiddet çok yaşanıyor. Kadın güçlüdür, Dersim kadını güçlüdür. Bunun altında, kendini kapatmaya çalışan, şiddeti söylememe, çevresiyle paylaşmama durumu var” dedi.

“ŞİDDETİ GÖRÜNÜR KILMALIYIZ”

Dersim Belediyesi’nde Kadın Politikalar Müdürlüğü yürüttüğü sürede kadınların ciddi şiddet görüp sessiz kaldıklarını aktaran Kordu, “Şiddet konusunu daha fazla görünür kılmalıyız. Bu anlamda biraz daha sesimizi yükseltmemiz gerekiyor” diye konuştu.

Kurumlarda kadına dönük şiddete karşı eğitimlerin verilmesi gerektiğine işaret eden Kordu, kadın emeğine de değindi. Kürtler ve Alevilerin, sömürülen halklar olduklarını ama kadınların “sömürülenin de sömürüleni” olduğunu belirtti. Kapitalist sistem tarafından “yedek iş gücü” olarak kadınlara bakıldığını anımsatan Kordu, kadınların evlilik, maaş konusunda ayrımcılığa uğradığını ifade etti.

“KADINLAR SESLERİNİ YÜKSELTMELİ”

Dersim’de kafelerde, lokantalarda kadınların çok ucuz ücretlere gece 11’lere kadar çalıştırıldığını hatırlatan Kordu, “Tüm esnaflar kendilerini sorgulamalı. Kapitalizm ekonomik olarak herkesi kuşatıyor. Ama kadınlar kuşatmanın da kuşatmasını yaşıyor. Üretimden koparılmış bir kentiz. Ekonomi politikamızın yüksek olması lazım” dedi.

Kadınların, emek sömürüsüne karşı örgütlenmesi gerektiğini vurgulayan Kordu, “Sendikalar, meslek odaları üzerinden kadınlar, seslerini yükseltmeli. Toplumsal olarak beraber mücadele ediyoruz doğru ama özgün örgütlenmeyle daha fazla kadınların sesi oluruz. Evde çalışan kadınlar ayrı sömürülenler. Kahvelerde akşama kadar okey ve tavla oynuyor erkekler. Kadınlar nerede? Evde çocuklara bakıyor, tarlaya, hayvana gidiyor. Bu anlamda ‘Biz kadın ve erkek eşitiz’ sözlerini sorgulamalıyız. Eşitlik adına eşitsizlik mi yaşıyoruz diye bakmamız lazım” şeklinde konuştu.

“FAŞİZM TACİZİN ÖNÜNÜ AÇAR”

Kentte süren savaş politikalarına değinen Kordu, mücadelenin yükseldiği her yerde faşizmin öncelikle kadına saldırdığını söyledi. Kordu, “Faşizm, kadın tacizinin, tecavüzünün önünü açar. Kadının özgürleşmesi onun için bir tehlikedir. Onun için kadın özgünlüğünün genişlemesini istemez. Toplumun onunla özgürleşeceğini bilir” diye konuşmasını sürdürdü. Kordu son olarak Dersim’de kadınların itirazını yükselteceği özgün yerlerin arttırılması gerektiğini söyleyerek “Bu da birlikte mücadelemizi yükseltmekle mümkün olur” dedi.

“ÇÖZÜM DEVRİMCİ KADINLARIN İZİNDE”

Panelde söz alan Gazeteci Ceylan Ülgen ise, kadınların “sömürgenin sömürgesi” olduğunu belirterek şu konuşmayı yaptı:

“Kadınların öldürüldüğünü biliyoruz. Çözüm konusunda sürekli sıkışma yaşıyoruz. Kadının özne olduğunun farkına varmadığı sürece bu sorunların çözülmeyeceğini biliyoruz. Gülistan’ın bulunmaması, İpek Er’e tecavüz edilmesi durumları Kürdistan’da özel savaş politikalarıdır. Devlet buralara özel kadın kırımı politikaları uyguluyor. Bu noktada kendimize Rojava Devrimi’ni örnek almalıyız. Oradaki kadın örgütlenmelerine baktığımızda kadınların her alana müdahil olmaları onları özneleştiriyor. Biz derneklerden, platformlardan kurumlardan dışarı çıkamıyoruz. Jineoloji atölyelerinden kaynaklı orada sanatçı da, 60 yaşında evde yaşayan kadın da dahil olabiliyor. Birazcık özneleştirmeler üzerinde durmalıyız. Ben çözümün, devrimi taçlandıran kadınların izinde olduğunu düşünüyorum” dedi.

PİRHA/DERSİM

EN SON EKLENENLER