Kadınların 25 Kasım’da sokaklara çıkarak AKP-Saray rejimine karşı baş kaldıracağını belirten HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay, ‘Meclis’te kadın karşıtı yasaları durdurabilmemiz için parlamentodaki bizim dışımızdaki kadın vekiller ile ortak itiraz etmemiz gerekiyor. Bu yönde çalışıyoruz. Tüm bu politikalara karşı toplumsallaşan bir kadın mücadelesi ve ittifakına ihtiyacımız var’ dedi
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma ve Mücadele Günü dolayısıyla Mezopotamya Ajansı’ndan Diren Yurtsever’e değerlendirmede bulundu.
Kadınlar iktidarın hedefinde
Son uygulama ve yasalara bakıldığında iktidarın kadın kazanımlarını hedef aldığını vurgulayan Kemalbay, şöyle dedi: “İktidar toplumu dönüştürmek istiyor. AKP-Saray rejimi kendi devletini oluşturmak için özellikle kadınları hedef alıyor. Bunlardan bir tanesi eğitim sistemindeki politikalar. Eğitim sistemine yerleştirdiği bazı sözler ve ifadeler ile dönüştürmeye çalıştırdığı topluma, öngördüğü kadın tipini empoze etmeye çalışıyor. Yani itaat eden ve eve kapatılan bir kadın tipini empoze ediyor. Bu konuda, özelikle ev içindeki cinsiyetçi iş bölümünü onaylayan, evin reisi olarak erkekleri konumlandıran ve ona itaati öngören ifadelerden tutalım da cinsiyetçi iş bölümüne kadar pek çok konu yer alıyor.”
AKP siyaseti kadınsızlaştırıyor
Söz konusu kadın karşıtı politikaların bir devamı olarak siyasetin kadınsızlaştırıldığını belirten Kemalbay, HDP’nin tutuklu eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın vekilliği ve parti üyeliğinin düşürülmesini hatırlattı. Kemalbay, “AKP-Saray rejimi özellikle partimizdeki eşit temsiliyet ve eşbaşkanlık sistemine yönelik bir saldırı gerçekleştiriyor. Yine yerel yönetimlerde de eşbaşkanlık sistemini suç sayan bir politika izliyor. Aynı zamanda bu yerel yönetimlerdeki kayyumlarla birlikte bütün kadın kazanımlarını ortadan kaldırdı. Bununla da kalmayıp İstanbul Sözleşmesi gibi ulusal ve uluslararası sözleşmelerdeki kazanımlarımızı yasalarla ortadan kaldırıyor. Biz kadın grubu olarak bu konuda itiraz noktalarımızı ifade ediyoruz” diye konuştu.
Cinsiyetçilik ve ırkçılık içiçe geçti
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde sarf ettiği “teröristlerin en az 10-15 çocuğu var” sözlerini anımsatan Kemalbay, “Başta Erdoğan olmak üzere devletin tepesinde bulunan politik figürlerin kadınlara yönelik ifadeleri de yeni oluşturulmaya çalışılan rejimi kurgulamak içindir.Bu cinsiyetçi politikaların ırkçı politikalarla iç içe geçerek inşa edildiği bir süreci yaşıyoruz. Öte taraftan Kürt kadınlarını, Müslüman olmayan kadınlar gibi inançsal kimlikleri ayrıştıran ya da ‘eğer siz Kürtseniz Müslüman olamazsınız’ diyerek karşı karşıya getiren ithamlar aynı zamanda toplumdaki kutuplaştırmayı artıran politikalardır. ” ifadelerini kullandı.
Büyük kadın ittifakına ihtiyaç var
Kemalbay, tüm bu politikalara karşı toplumsallaşan bir kadın mücadelesine ihtiyaç olduğunu vurgulayarak şöyle devam etti: “Meclis’te bir şeyleri durdurabilmemiz için aslında bizim büyük bir kadın ittifakına ve mücadelesine ihtiyacımız var. Parlamentoda bizim dışımızdaki partilerdeki kadın milletvekilleri ile ortak itiraz etmemiz gerekiyor. Bunlar için çalışmalarımız sürüyor. 25 Kasım’da kadınların bir arada seslerini yükseltmesi sokaklarda mücadeleyi yükseltmesi çok önemli. Biz 25 Kasım’da bütün kadınlarla birlikte sokaklarda olacağız. Meclis’te de bütün sorunları dillendirmeye devam edeceğiz. HDP olarak kadınların yeni bir yaşamı kurabileceğine, kadınların bu süreçte devrimci bir rol oynadıklarına inanıyoruz ve cinsiyet eşitlikçi, demokrasi ve ekoloji mücadelesini barındıran bütün toplumsal kesimlerle ve farklı kadın yapıları ile beraber bu mücadeleyi örgütlüyoruz.”