Kadınlar ‘feminist öz savunma ağı’ kuruyor

Kadına yönelik şiddeti engelleyen uygulamaların yetersiz olduğunu belirten Kadın Savunması Ağı’ndan Rüya Kurtuluş, “Egemenliği güçlendiren tek adam ve onun hayatlarımızdaki uzantılarına karşı bitmeyen bir itaatsizlik hareketi örgütlemeliyiz” dedi.

Toplumun çeşitli kesimlerinden bir araya gelen kadınlar, erkek şiddetine, cinsel istismara ve cinsiyetçiliğe karşı “Kadın Savunma Ağı” kurmayı hedefliyor. Kendi hayatlarının ve geleceklerinin sahibi olmak istediklerini belirten Kadın Savunma Ağı’ndan Rüya Kurtuluş, “Şiddeti önlemek için çok yönlü bir mücadeleye ihtiyacımız var” dedi.
‘KENDİ GELECEĞİMİZİN SAHİBİ OLMAK İSTİYORUZ’
Öz savunmayı, şiddetin kaynağına ulaşılarak ona son verilmesine imkan veren yaklaşımlar ve tepkiler olarak tanımlayan Kurtuluş, “Öz savunma toplumsal cinsiyete bağlı olan kadınlık, erkeklik gibi farklı roller karşısındaki feminist bilinçtir. Bu nedenle ‘feminist öz savunma’ kavramını kullanıyoruz. Bu konuda bir atölye programımız var ve yakında birçok noktada duyurularını yapıp feminist öz savunma atölyelerini başlatacağız. Hepimiz kendi hayatlarımızın, kararlarımızın, bedenlerimizin ve geleceğimizin sahibi olmak istiyoruz. Hayatlarımızda cinsiyetçi yaklaşımları saptayabilir, fark edebilir ve reddedebiliriz. Bu feminist öz savunma eylemidir. Ancak bu da yetmez. Feminist öz savunma kadınlar arası yardımlaşma, dayanışma, kolektif direniş ve karşılıklı koruma olmasını da gerektirir. Yani şiddeti önlemek için öz savunmayı da içine alan çok yönlü bir mücadeleye ihtiyacımız var” diye konuştu.
‘EŞİT VE ÖZGÜR YAŞAM İSTİYORUZ’
Eşit ve özgür bir yaşam istediklerini belirten Kurtuluş, “Ülkemizde ve hatta dünyanın çeşitli yerlerinde kadınların kendi yaşamlarına ama daha da önemlisi birbirlerine sahip çıktığı, birbirlerini savunduğu bir ağ oluşturmak istiyoruz. Bu somut bir ihtiyaçtır. ‘Kız çocukları evlenebilir’ diye fetva veriliyor, kadınların boşanması engellenmek isteniyor, kravat takan katile iyi hal indirimi uygulanıyor. Bunlardan güç alanlar da sokakta kadınları dövüp, tekmeliyor” şeklinde konuştu.
‘ERKEK ŞİDDETİ TESADÜF DEĞİLDİR’
Tacize, tecavüze, şiddete karşı köklü toplumsal dönüşümlere ihtiyaç olduğunu vurgulayan Kurtuluş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Birbirimizi dinlemek, yargılamamak, birbirimize güç vermek çok önemli. Yaşadığımız şiddeti bilince çıkarmamızı, anlatabilmemizi sağlayan bir kadından daha iyi bir dost olamaz. Görmezden, duymazdan gelmeyip erkek şiddetinin tesadüf olmadığını anlatalım, bu konuda destek alabileceğimiz kadın örgütleriyle iletişime geçelim. Bir kadın şiddet görüyorsa onun güvenli bir ortama geçebilmesini sağlamaya çalışalım, haklarıyla ilgili cesaretlendirelim.”
‘LAİKLİK MÜCADELESİNİN BAYRAĞINI YÜKSELTMELİYİZ’
Kadına şiddeti engelleyen uygulamalarının yetersiz olduğunu belirten Kurtuluş, “Şiddetin kaynağı erkek egemenliğine karşı sürekli mücadele, o egemenliği bugün güçlendiren tek adam ve onun hayatlarımızdaki uzantılarına karşı bitmeyen bir itaatsizlik hareketi örgütlemeliyiz. Fetvalarıyla kadınlara ve çocuklara karşı şiddeti, istismarı körükleyen diyanet ve imamlarına ‘kesin sesinizi’ demeli ve feminist bir laiklik mücadelesinin bayrağını yükseltmeliyiz. Mahkeme kararlarıyla erkeklere güç veren yargı, kadın istihdamını arttırmak için çalışmayan Çalışma Bakanlığı, tek işi mevlit okutmak gibi davranan Aile Bakanlığı karşısında sürekli haklarını isteyen, savunan ve kazanan bir hareket oluşturmalıyız” diye devam etti.
‘BİRBİRİMİZİ SAVUNMAYA ÇAĞIRIYORUZ’
Son yıllarda tüm dünyada kadınların ayağa kalktığını ve bundan feyz aldıklarını söyleyen Kurtuluş, “Çürümenin ve saldırganlığın içinde en tepedeki reislerinden güç alan bir erkeklikle boğuşup durmak yerine örgütlü olmanın, mücadele etmenin kadınlara kazandırdığını gördük. En korkağından en cesuruna, en güçlüsünden en kırılganına tüm kadınların parçası olabileceği bir kadın savunma ağı kurmak için kolları sıvadık, evlere, pazar yerlerine girmeye, sokaklara, meydanlara çıkmaya başladık. ‘Kadın kadını dinler’ diyerek birbirimize kulak vermeye, ‘kadın kadını savunur’ diyerek de örgütlenip birbirimizi savunmaya çağırıyoruz” dedi.
‘KADIN KADINI SAVUNUR’
Kurtuluş, kadınların kadınları savunarak eşit ve özgür bir ülkenin kurulabileceğini belirtti. “Kadın kadının kurdudur” sözünü “kadın kadını savunur”a dönüştürmeyi hedeflediklerini söyleyen Kurtuluş,  “Hangi toplumsal kesimden geldiğimiz önemli değil, hepimiz benzer sorunları farklı biçimlerde yaşıyoruz ve kurtulmak istiyoruz. Nefes almak istiyoruz. Bu nedenle İran’da kadınlar baskı rejimine karşı beyaz tülbentlerini salladığında biz onu Türkiye’den görüp haftalarca ses verdik. Bu nedenle tecavüz yasasına karşı bütün kadınlar tek ses olduk. Ülkemizin geleceğinde kadınların çok önemli bir rolünün olacağını düşünüyoruz” şeklinde konuştu.
‘HADİ SEN DE GEL DİYEREK ÇOĞALMALIYIZ’
Kadınların birbiriyle temas edeceği alanlar yaratması gerektiğini belirten Kurtuluş,  “Bir otobüste sohbet ederken üçüncü bir kadının muhabbete ortak olmasıyla, bir meydanda ‘kadınlar ne ister’ diye sorduğumuzda oluşan sıcak ortamdan sonra ‘görüşmeye devam edelim’ diyerek, en yakınımızdaki kadına ‘hadi sen de gel’ diyerek çoğalmalıyız” ifadesinde bulundu.

EN SON EKLENENLER