Evliliğinin ilk günlerinde başlayan şiddet dolu 9 yılın ardından boşanarak kendine ve 2 çocuğuna yeni bir yaşam kuran Yasemin Balaban, “Yeter ki kadınlar kendilerini eve kapatmasın, yaşadıklarına boyun eğmesin. Yapamayacakları hiçbir şey yoktur” dedi.
Kadına yönelik şiddetin arttığı ülkede, şiddete karşı mücadele de büyüyor. Yaşadıklarına isyan eden kadınlara her geçen gün bir yenisi eklenirken, bunlardan biri de Yasemin Balaban oldu. Diyarbakır’ın Bismil ilçesinden henüz 2 yaşındayken ailesi ile birlikte ekonomik nedenlerden dolayı İzmir’e göç eden Balaban, kimliği olmadığı için gidemediği okula ısrarları sonucu geç de olsa gidebilir. Okula sadece 3 yıl devam edebilen Balaban, 12 yaşında ailesinin ekonomisine katkıda bulunmak için tekstil atölyesinde işe başlar. Atölyelerde bedeninden büyük makineler arasında mücadele eden Balaban, işçiliğinin 14’üncü yılında evlenir.
Evliliğinin daha ilk günlerinde başlayan şiddet dolu günlerle 9 yıl geçiren Balaban’ın bu esnada iki çocuğu dünyaya gelir. Fiziksel şiddetin yanı sıra sürekli “Çalışma. Kadınsın evinde otur. Çocuklarına bak” gibi sözlü şiddete de maruz kalan Balaban, daha fazla bu yaşama katlanmayarak evliliğinin 9’uncu yılında boşanma kararı alır.
‘YETERKİ KADINLAR KENDİLERİNİ EVE KAPATMASIN’
Boşanmasının hemen ardından çocuklarıyla birlikte kendine yeni bir hayat kurduğunu belirten Balaban, bir süre sonra ise kendi işinin sahibi olduğunu aktardı. Kendi işini kurmasıyla birlikte çevresinde bulunan kadınların sorunlarıyla da yakından ilgilenen Balaban, diktiği kıyafetlerle hem kadınlara hitap ettiğini hem de kültürünü yaşatmayı amaçladığını söyledi.
Balaban, diktiği kıyafetleri kadınların üzerinde görmesinin kendisini mutlu ettiğini ifade eden Balaban, “Toplumda kadının yeri evinde oturmak, yemek yapmak, çocuklarına eşine hizmet etmek değildir. Kadının her alanda çalışma hakkı var. Yeter ki kadınlar kendilerini eve kapatmasın yaşadıklarına boyun eğmesin. Yapamayacağı hiçbir şey yoktur. Yaşadığımız toplumda o kadar çok şiddette maruz kalan kadınlar var ki boşanmak istediklerinde eşleri tarafından öldürülüyorlar. Toplum bu durumlara da sessiz kalıyor. Sessiz kalmamalıyız, kadınlar olarak birbirimize daha çok dayanışmalıyız. Kadınlar olarak mücadele edersek biz bu sorunları aşabiliriz” diye konuştu.