Suriyeli kadınların katledilmesinde hükümetin söylemleri etkili

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Ankara Temsilcisi Ayşen Ece Kavas, Suriyeli kadınlara yönelik saldırılarda hükümetin kışkırtıcı ve hedef gösteren politikalarının etkili olduğunu söyledi.

Başbakan Binali Yıldırım’ın “Sınırlarımızda geçirdikleri süre onlar için ciddi bir sınavdır” diyerek, Suriyeli mültecileri hedef göstermesi sonrası, Suriyeli kadın Emani El-Rahmun’un katledilmesine tepkiler sürüyor. Sakarya’da yaşayan 9 aylık hamile olan 20 yaşındaki El-Rahmun, cinsel saldırıya uğradıktan sonra, 11 aylık oğlu Halaf El-Rahmun ile birlikte öldürülmüştü.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP) Ankara Temsilcisi Ayşen Ece Kavas, Haziran ayında 35 kadınının öldürüldüğünü ve 47 kadının cinsel şiddete maruz kaldığını hatırlattı. Kavas, “Emani’nin hem Suriyeli, hem kadın, hem hamile, hem de yanındaki çocuğunun öldürülmesinden maalesef bu dört ayrı ezilme biçimini yaşadık. Bütün insanlık suçlarını bir anda yaşadık ve insanlık suçlarını bir suçta sembolleşmiş halini gördük Emani’yle beraber. Ve bir erkeği cezalandırmanın kadın üzerinden yapılmış hali bu. Bunu da maalesef seçilmiş siyasetçilerden öğreniyorlar. Daha önceki siyasetçilerin söylemlerinden öğrendikleri durum bu. Bir erkeği kadın üzerinden aşağılamanın durumu” şeklinde konuştu.

‘OHAL DÖNEMİNDE YASAK OLMAYAN TEK ŞEY KADINA ŞİDDET’

Kavas, kadın cinayetlerinin hem sayısal olarak arttığı hem de niteliğinin değiştiğine dikkat çekti. Kavas, şunları söyledi: “Birkaç suçun bir arada işlendiği, işkenceyle öldürülmesi gibi nitelik değiştirmeden bahsediyoruz. İşkenceyle öldürülen kadınları maalesef görmeye başladık ya da faili meçhul cinayetleri görmeye başladık. İnanılmaz düzeyde bir gericilikle karşı karşıyayız. Maalesef kıyafetinden kaynaklı saldırıda bulunanların serbest bırakıldığı ve bunlara iktidarın, bakanların, yetkililerin kesinlikle ağzını bile açmadığını gördük. Tüm bunlara hiçbir şekilde ses çıkarmamak, sessiz kalmak, adının bile anmıyor olmak tabi ki kadın cinayetlerinin bu boyuta gelmesini ve gericilik düzeyinin artmasını bir kadının kıyafetinden kaynaklı saldırıya uğramasının önünü açıyor ve onaylıyor. Eğer bir ülkede, tek kişi için hukuk, tek kişi için adalet varsa kadınlar için adalet yoktur. Şu anda OHAL dönemindeyiz ve OHAL döneminde neredeyse yasak olmayan tek şey kadına yönelik şiddet. Bırakın yasak olmayı zaten şu anda önü açılıyor.”

‘HÜKÜMETİN KIŞKIRTICI SÖYLEMLERİ VAR’

Türkiye’de kadına yönelik saldırıların artmasının nedenlerinden birinin de yargı mekanizmalarının işlemediği olduğunu aktaran Kavas, hükümetin kadına yönelik şiddeti arttıran kışkırtıcı söylemlerinin olduğunu vurguladı. Kavas “Yargı mekanizması tersine işliyor. Maalesef kadın katilleri, kadına yönelik şiddet uygulayanlar bundan cesaret alıyorlar. Düşünün ki ülkede kadınların haklarını savunacak ne milletvekili bırakıyorlar, ne yargı mekanizmasını bırakıyorlar. Mücadeleyi kesmek istiyorlar. Biz tabi ki yüzlerce kadının mahkemesini izlemek için il il geziyoruz o mahkemeleri sıkıştırıyoruz ama bunun sistemli olması gerekiyor. Cezasızlığı belki fiilen bitirme noktasına getirdik ama yeniden örneklerini görmeye başladık. Kağıt üzerinde var olan yasaların etkili bir şekilde işlenmesi gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu.

‘SALDIRILARA KARŞI KADINLAR MÜCADELE YÜRÜTÜYOR’

Kavas, kadınların tek güvencesinin yine kadınların adalet mücadelesi olduğunu söyledi. Kadınların saldırılara karşı mücadele etmekten vazgeçmediğini ifade eden Kavas, “Şu anda bunu yaşayan, bunu haksız gören ve bu anlamda mücadele veren birçok kadın var. Bize umut veren durum budur. Biz umudumuzu kaybetmiyoruz çünkü kadınlar boyun eğmiyor. Kıyafeti için inatlaşıyor kadınlar. Bunu yaşadıklarında karşı tarafın cezalandırılması için mücadele ediyorlar. Kamuoyuna paylaşıyorlar. Bunlar umut vaat edici şeyler. Ve kadınlara bu yönlü çağrım; tehdit altında olan kadınlar kesinlikle kendilerini yalnız hissetmesinler. Hem evde hem sokakta, biz varız, mücadele eden kadınlar var, buna boyun eğmeyen kadınlar var“ diye konuştu.

EN SON EKLENENLER