‘Aram’ın eserleri Kürt müziği için bir klasiğe dönüştü’

Aram Tigran’dan etkilenerek ud çalan ve onun adına açılan konservatuvarda da öğretmenlik yapan Udi Neşet Güçmen, Tigran’ın, eserleriyle Kürt müziğinin temel taşlarını oluşturduğunu söyledi. Udi Neşet, “Onun tüm eserleri Kürt müziği için birer klasiğe dönüştü. Kürtler yaşadığı sürece Aram Tigran da var olacak” dedi.

“Ortadoğu’nun Bülbülü” diye anılan Ermeni sanatçı Aram Tigran’ın ölümünün üzerinden 8 yıl geçti. Tigran ailesi, 1915’te yaşanan acılarla birlikte toprağını terk eden binlerce Ermeni aileden sadece biri. Soykırım sonrası Suriye’nin Qamişlo kentine göç eden aile buraya yerleşir ve burada da Kürtler ile birlikte yaşar. Aram Tigran da hayata gözlerini bu kentte açar. Babasından kaynaklı küçük yaşta müzik ile tanışan Aram, 9 yaşında ud ve cümbüş çalar. Arapça, Türkçe, Süryanice, Yunanca ve Ermenice gibi birçok dil ve kültürden eserler seslendiren Tigran, en çok da Kürtçe seslendirdiği ezgilerle tanınır ve sevilir.

Uzun yıllar Kürt müziğinin yaşatıldığı yerlerden biri olan Erivan Radyosu’ndan sesini duyuran Tigran, yıllarca Avrupa’da sanat üretimine devam eder. 8’inci Diyarbakır Kültür Sanat Festivali için Diyarbakır’a gelen Tigran, eserlerini hasret kaldığı topraklarda seslendirme şansı bulur. Bu hasret nedeniyle Tigran’ın ezgileri Diyarbakır’a olan özleminin bir yankısı gibidir.

KAVUŞMA YARIM KALDI

Daha hasta iken Diyarbakır’a defnedilmeyi vasiyet etse de, 8 Ağustos 2009 tarihinde Yunanistan’ın başkenti Atina’da yaşama gözlerini yumduğunda tüm girişimlere rağmen Tigran’ın bu talebi AKP hükümeti tarafından yasal prosedürler gerekçe gösterilerek engellendi.

KAPATMA FURYASI ARAM TİGRAN’A DAYANDI

Onun bu özlemini yarım bırakmak istemeyen Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, Aram Tigran’ı ve müziğini yaşatmak için adına konservatuar açtı. Konservatuvar 5 yıl boyunca tiyatro, resim, folklor, sinema ve müzik alanında yüzlerce öğrencinin yetişmesini sağladı. 1 Kasım 2016 tarihinde Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ne kayyum atanması ile birlikte birçok kurum gibi Aram Tigran Konservatuvarı da kapatıldı, konservatuvardaki öğretmenlerin büyük çoğunluğunun işine son verildi.

İşine son verilen konservatuvar hocalarından Udi Neşet Güçmen ile Aram Tigran’ı ve sanatını konuştuk. Müziği Aram Tigran’ın ezgileriyle tanıyan, 27 yıldır ud çalan Udi Neşet, ud ve cümbüşe yönelmesinde de Tigran’ın büyük etkisi olduğunu anlattı.

İLK AKLA GELEN İSİMLERDEN BİRİ ARAM

Kürt müziği denilince akla ilk gelen isimlerden birinin Aram Tigran olduğunu dile getiren Udi Neşet, “Kürt müziği denildiğinde aynı zamanda Mihemed Şêxo, Mihemed Arif Cizrawî, Şakiro’yu hatırlıyoruz. Ama Aram Tigran’ın, Ermeni ve Kürt müziği arasında kurduğu bağ nedeniyle özel bir yeri var. Müziğinin melodisine baktığımız zaman hem Kurdevari bir ruh hem de Ermeni ruhunu görebiliyoruz. Her iki kültürden de alarak hazırladığı eserleri bize sundu” dedi.

‘ESERLERİ KÜRT MÜZİĞİ İÇİN BİR KLASİĞE DÖNÜŞTÜ’

Aram’a dair ilk ezgiyi dengbêj olan babasından dinlediğini söyleyen Udi Neşet, “Benim babam ‘Ay dil’ parçasını söylerdi. Ben bu parçayı babamdan öğrendim ve söylüyorum. Şimdi çocuklarım söylüyor. Onun tüm eserleri, Kürt müziği için birer klasiğe dönüştü. Tüm dünyada müzik için belli isimler vardır ve ürettikleriyle bir tarz oluştururlar ve yaşarlar. Kürt müziği için saydığımız bu isimler de bu müziğin temel taşlarıdır. Onlar bizim temelimiz, kültürümüzdür. Bir halkın kültürü, sanat ve onun üretimi ile ileriye gider. Kürt müziği de geleneksel bir müziktir, gücünü doğadan alıyor. Doğal olan şeyler de kaybolmuyor. Şimdi bakıyoruz neredeyse her ay yeni bir şarkı çıkıyor. Sakız gibi dilden dile dolanıyor ama 1 ay sonra baktığımızda kimse o şarkıyı dinlemiyor. Mamoste Aram Tigran’ın eserlerine bakınca biz yaşadığımız sürece var olacak. Yeri doldurulamaz eserler üretti. Biz yaşadığımız, Kürtler yaşadığı sürece Aram Tigran da var olacak” diye konuştu.

‘DİYARBAKIR’IN TÜM SOKAKLARINI GEZMEK İSTİYORDU’

Aram Tigran’la Diyarbakır’a geldiğinde tanıştığını ve onunla şarkı söyleme şansına eriştiğini söyleyen Udi Neşet o günleri şu sözlerle dile getirdi: “Geldiğinde onunla çok vakit geçirme şansım oldu. Birlikte şarkılar söyledik. Ben ona, ‘Mamoste ben yıllardır sizin eserlerinizi programlarda söylüyorum’ dediğimde gülerek, ‘Benim eserlerimi çok söyleyerek çok para kazandın değil mi?’ diye sordu. Ben ‘Mamoste sen de biliyorsun ki Kürt müziği yaparak pek para kazanılmıyor. Ama ben büyük bir istek ve aşkla senin parçalarını seslendirdim’ diye yanıt verdim. Aram Tigran, çok mütevazi bir sanatçıydı. Sanatın yapısından kaynaklı her sanatçı bu kadar mütevazi olmuyor. Bir insan ne kadar bilgiliyse o kadar mütevazi oluyor söylemini ben Aram Tigran’ın yaşamında gördüm. Çocuklarla çocuk, büyüklerle büyük oluyor, sanatçıyla sanatı tartışıyordu. Bazen insan bir sanatçıya hayranlık duyar ve karşılaştığında genel yapısına duruşuna bakarak o kadar da büyük olmadığını hisseder; ama Aram Tigran’ın büyüklüğünün mütevazılığından geldiğini gördüm. Aram geldiğinde Surları merak ettiğini ve görmek istediğini söyledi. Biz birlikte Diyarbakır Surlarını, burçları gezdik. Diyarbakır’ın tüm sokaklarını gezmek istiyordu öyle bir hasreti vardı. Dicle Fırat Kültür Merkezi’nde birlikte oturup şarkılar söyledik. Oturduğu her yerde cümbüşünü istiyordu, sürekli olarak bizim için şarkılar çalıyordu.”

ÖĞRENCİLERİN ELLERİNDEN İMKANLARI ALINDI

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi tarafından Tigran’ın adını yaşatmak için açılan konservatuvarda 5 yıl boyunca çalıştıklarını belirten Udi Neşet, kendisinin de bu süre boyunca makam, ud ve cümbüş dersleri verdiğini dile getirdi. Konservatuvarın tek başına öğrenci yetiştirme amacını gütmediğini aynı zamanda Kürt müziğine akademik bir çerçeve kazandırmak için de çalışmalarının olduğunu söyleyen Udi Neşet, bununla birlikte bir temel oluşturmak istediklerini; ancak bu imkanın ortadan kalktığını söyledi.

Kayyum ile birlikte konservatuvarın kapandığını ve tüm öğrencilerinin dağıldığını belirten Udi Neşet, “Orada hem çocuk hem de yetişkinler eğitim görüyordu. 400 çocuk ile 120 yetişkin öğrencimiz vardı. 3 yıllık bir eğitim alan öğrenciler, mezun oluyordu. Ben hala oradaki udi öğrencilerim ile ilgileniyorum ama kayyum ile birlikte bu müzikte ilerlemek isteyen öğrencilerimizin elinden bu imkan alındı” dedi.

Dicle Müftüoğlu – dihaber

EN SON EKLENENLER