İktidara övgünün bir dengbêje bedeli

Hakkında verilen mahkumiyet kararının kaldırılması için Mustafa Kamal Atatürk üzerine kilam söyledikten sonra dengbêjlerin duayeni Seid Ağayê Cizîrî adeta Botan’ın hafızasından silinir

Ertuş Bozkurt

Cizîr’a Botan’ın ölümsüz sesi, dinmeyen avazıydı. Gitmediği diyarlarda yankılanan kilamların (şarkı) sahibi… Divanların tartışmasız hakimi, dengbêj düetlerinin tartışmasız galibi. Divanların baş konuğu ve her daim hakimi. Hem şakirtti hem de duayeniydi sözlü Kürt edebiyatının…Botan’ın kültür hazinesi, tüm seslerinin hançeresinde harmanlandığı üstat.

Şakıro’nun selefi

Kelimelerin göğüste uyandığı, gırtlakta nağmeleştiği, kafa sesiyle kilama dönüştüğü edebiyatın piriydi. Botan denince onun kılamları, o denince Botan’ın hatırlandığı müziğin ağası… Aşk, doğa ve kahramanlığın hemhal olduğu hünerin tartışılmaz icracısı. Ölümsüz dengbêjler Mihemed Arifê Cizrawî ve Hesen Cizrawî’nin akranı ve ezeli rakibi. Şahê Dengbêja Şakıro’nun selefi.

Bilinmeyen dengbêj piri

Seîdê Hemo ya da dengbêjlerin eşsiz duayeni Seîd Ağayê Cizîrî. Döneminin ve sonrasında gelen tüm dengbejlerin sesi ve sanatın önünde eğilmesine rağmen, en az bilinen ismidir aynı zamanda Cizîrî. Zira Botan halkı, arkasını dönmüştür büyük dengbêjine. Adeta dilinden ve hayatından çıkararak aforoz etmiştir. Bundandır ondan çok daha az üne sahip olanlar kadar bile yer edinmemiştir dengbêjlik dünyasında.

Rivayet olunur ki…

Öyle unutulmuştur ki ölümsüz dengbêj, ne zaman ve nerede dünyaya geldiği bilinmez. Hakkındaki tüm doğruların başlangıcı bir rivayete, sonu belirsizliğe çıkar. İsminden yola çıkarak Cizirli olduğu bilinse de, Dêrik’in Êndîwerê köyünden olduğu rivayet olunur. Diğer bir rivayete göre ise, Silopiyalı olan Xalidê Reşo ailesinden gelmektedir. Kimine göre, 1946’da kimine göre ise, 1950 öncesi bir dönemde göçmüştür öte diyarlara. Çok genç yaşlarda hayata veda ettiği bilinen en kesin bilgi.

Ew Milkê Kurdan’ı ilk o yorumladı

Ancak Seid Ağayê Cizîrî mahlasını kullandığı ve hala da diyetini ödediği ‘vahim hatayı’ yapmadan evvel, Botan halkı tarafından sevilip ve sahiplenildiği için Cizîrlidir. Yeni nesillerin hikayesinden habersiz ‘Strana Bavê Meyro’ kilamiyla yeni keşfettiği Seîd Ağayê Cizîrî, son olarak Ruhi Su tarafından ‘Ankara’nın Taşına Bak’ marşı olarak Türkçeleştirilen, Hesen Zirek’e ait ‘Ew Milkê Kurdan” ile gündeme gelmişti.

Kürt katliamlarına yakılan ağıt

Kürtlerin idari, siyasi ve kültürel başkenti olagelmiştir Botan ve merkezi Cizîr. Dengbêjler her daim Kürt mir ve beylerin divanlarının baş konuğu ve dahi tarih yapıcılarıdır. Seid Ağayê Cizîrî, her ne kadar mirlik dönemlerini görmemişse de mir ve dengbêjlerin hikayeleri ve bu ilişkinin sunumu olan kilamlarla büyümüştür. Kürt kültür, siyaset ve tarihine aşinadır.

Cizîrî için idam kararı!

Rivayet odur ki, yüz yılın başında yaşanan Kürt katliamlarından etkilenen Cizîrî, bunu kilamlara konu etmiştir. Aforozuna giden süreç de böyle başlamıştır. Kürtlere her şeyin yasakladığı ve yok edilmeye çalışıldığı bir dönemde Cizîrî’nin bunu kilamlarıyla tarihe mal etmesi, dönemin iktidarını oldukça rahatsız eder. Cizîrî hakkında takibat başlatılır ve bir dönem sonra idama mahkum edildiği Kürdistan’ın dört bir yanına yayılır.

Atatürk’e naat yazma talebi

Hakkında bir davanın ya da idam kararının olup olmadığı bilinmez ama Cizîrî bir dönem kaçak duruma düşerek, Güney Kürdistan’a geçer. Rivayete göre, iltimaslı kişiler Cizîrî’ye ilişkin kararın kaldırılması için aracı olur. Ancak bunun için Cizîrî’den pişmanlık anlamına gelen bir şart koşulur. Atatürk’ü ve icraatlarını öven bir kilam yazması ve söylenmesi istenir.

Mistoyê Çavşîn’e övgü…

Cizîrî her ne kadar bunu kabul etmezse dei çevresinin baskısıyla Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü’yü öven ‘Mistoyê Çavşîn’ adıyla bir kilam hazırlar. Kilamın yorumlanmasından sonra Cizîrî hakkında idam kararı kaldırılır ve kaçak hayatı son bulur. Cizîrî’nin belirtilen dönemde Atatürk ve İsmet İnönü’yü öven bir kilamı olduğu ve bir dönem yayınlandığı biliniyor. Ancak tepkiyle karşılandığı için yaygınlaşmayan bu kaydına ulaşılmamıştır.

Botan, Cizîrî’yi belleğinden siler

Seîd Ağayê Cizîrî’nin uzun süre unutulmasının ve hakkında hiçbir bilginin olmamasının nedeni olarak bu hikaye bilinir. Nitekim Mistoyê Çavşîn kilamının ardından Cizîrî bir dönem memleketine dönse de, daha sonra tekrar Güney Kürdistan’a döner ve hayatının sonuna kadar burada yaşar. Cizîrî’nin bu olay nedeniyle Botan halkı tarafından uzun süre dışlandığı ve bunda dolayı memleketini terk ettiği söylenir.

Ev Milkê Kurdan (O Kürt’ün Toprağıdır), Berxê Mala Xêlidî (Halit Ailesinin Yiğidi), Îndîwere Paytexte (Artık Gel Payitaht), Mistoyê Çavşîn (Yeşîl Gözlü Misto), Genç Xelîl (Genç Halil), Qasimê Bavê Meyro (Meyro’nun Babası Kasım) Cizîrî’nin bilinen kilamlarından bazılarıdır. Cizîrî’nin Erivan ve Bağdat radyolarının Kürtçe bölümünde dönem dönem yayınlanan kilamlarıyla, son yılların en fazla dinlenen dengbêjidir.

EN SON EKLENENLER