Müzik nefes alma yöntemim

Koma Amed’den Çar Newa’ya birçok Kürtçe eserin bestekârı ve derleyicisi Fikri Kutlay, yeni çıkardığı ‘Stranên Fikri Kutlay’ albümünde 20 yıldır yapmış olduğu yeni şarkıları farklı solistler okuyor. Albümde Kürtçe şarkıların yanı sıra Turgut Uyar’ın içinde Kürdistan kelimesi geçen ‘Yokuş Yola’ şiirinin bestesi de yer alıyor. Kutlay, ‘Müzik benim kendimi ifade etme, derdimi anlatma ve nefes alma yöntemim’ diyor

Fikri Kutlay şarkılarından oluşan “Stranên Fikri Kutlay” (Fikri Kutlay Şarkıları) albümü, Kom Müzik etiketiyle yayımlandı. Êlih’te (Batman) operatör doktor olarak çalışan Kutlay’ın bestelerini albümde kendisiyle beraber Mehmet Atlı, Pervin Çakar, Ali Geçimli, Agit Işık, İlkay Akkaya, Süleyman Çar Newa, Eylem Aktaş, Rojda, Hüsnü Arkan, Harun Ataman, Yelda Emek, Reza Yousufbeigi ve Dr. Ahmet Kaya seslendiriyor. Fikri Kutlay ismi, Kürt müziğine ilgi duyanlar için belki çok tanıdık gelmeyebilir. Fakat o Koma Amed ve Çar Newa’dan aşina olduğumuz ve halen severek dinlediğimiz birçok eserin bestekârı ve derleyicisi. Kutlay, Kasım 2013’te Çar Newa’nın dağılması sonrası 20 yıldır yapmış olduğu yeni şarkılarını farklı solist arkadaşlarıyla bir albümde buluşturma düşüncesinin belirdiğini ifade ediyor. Doktorluğunun yanında müzikle olan bağı hiç kesilmemiş, sürekli üretmiş olan Kutlay, “Müzik benim kendimi ifade etme, derdimi anlatma ve nefes alma yöntemim. Aktif olarak kalp cerrahisi yapmaya başladıktan sonra sahnede yer alamasam da grup albümlerinde kendimi ifade etme olanağını buluyordum” diyor.

 

11_fikri_2Yokuş Yola ve Kürdistan

Albümde Şikoyê Hesen, Kamiran Alî Bedirxan, Kawa Nemir gibi Kürt şairlerin şiirlerinin yanı sıra İngiliz şair William Shakespeare’in bir şiirinin de yer aldığı besteler var. Albümün tümüyle tek Türkçe şarkısı ise Hüsnü Arkan’ın seslendirdiği Yokuş Yola şarkısı. Yokuş Yola, birçok Kürt insanının içinde Kürdistan ibaresinin geçtiğinden emin olmak istercesine defalarca dönüp okuduğu ve derin bir haz aldığı bir Turgut Uyar şiiri. Fikri Kutlay, bu şiiri bestelemek için yaklaşık olarak 2 yıl çalıştığını belirtiyor ve albümde repertuarı ve sanatçıları belirlemede nelerin etkili olduğunu şöyle anlatıyor: “Repertuarı belirlerken aynı zamanda solist arkadaşlarımın tarzlarına uygun şarkılar olmasına gayret gösterdim. Örneğin ‘Xemxarekem’, otantik yorum ve gırtlak gerektirdiği için Sorani kısmını Reza Yousefbeigi, Kurmanci kısmını Dr. Ahmet Kaya seslendirdi. ‘Rihê Min Teyr e’ bir soprano yorumu gerektirdiği için Pervin Çakar oldu. ‘Yokuş Yola’, çağdaş Türk şiirinde ‘Kürdistan’ ifadesinin geçtiği ilk şiirdir ve bestelemek için yaklaşık olarak 2 yıl çalıştım. Bu şarkıyı en iyi Hüsnü Arkan’ın yorumlayacağını ve şarkının arkasında durabileceğini biliyor ve hissediyordum.”

Yasaklar hiç eksik olmadı

Koma Amed’den günümüze Kürtçe’nin her alanında olduğu gibi müziğinde de yasakların ve baskıların hiç eksik olmadığını kaydeden Kutlay, muktedirlerin iki dudağı arasından çıkan hükümlere bağlı olan kültür sanat ortamından çok fazla üretimin beklenemeyeceğini belirtiyor, son 20 yıllık Kürt müziğini ve geldiği aşamayı şöyle tanımlıyor: “Çağdaş Kürt ve dünya şiirinden beslenmeyen, kendi geleneksel müziğinden payına düşeni almayan müzisyenlerin geleceği olmayacağını düşünüyorum. Ama her şeyi tamamen müzisyenlere bağlamak da doğru olmayacaktır. Kürtçe pazar ve eğitim dili olmadığı ya da olamadığı için şu ana dek yapılagelen tüm çalışmalar aslında gelecek kuşaklar için ancak iyi birer örnek olabilir. Halen muktedirlerin iki dudağı arasından çıkan hükümlere bağlı, artık kültür sanat ortamımız bile kalmadı. Geç de olsa belediyeler bünyesinde açılmış olan konservatuarlarımız ve eğitim kurumlarımız KHK’lar ile kapatıldı. Kısacası ülke demokratikleşmedikçe, sanata evrensel değerler perspektifiyle bakan ulusal kurumlarımız olmadıkça Kürt müziği de Kürt halkının içinde bulunduğu durumdan farklı olmayacaktır.”

11_fikri_4Doktorlukla müzik iç içe

Koma Amed ki bir kuşağın ve dönemin belleğinde sağlam bir yer edinmiş, modern Kürt müziğinin en güzel ve seçkin köşe taşlarından biri. Kutlay, Koma Amed’den günümüze müzikal çalışmalarını şöyle özetliyor: “Koma Amed’in temelinin atıldığı 1987’deki ‘Diyarbakırlılar Gecesi’nden beri önce Koma Amed ardından Çar Newa içinde gerek beste gerek derleme gerek sahne pratiği olarak yer aldım. Bu bağlamda yeri geldi Hakkari’ye, Kırşehir’e, Dersim’e, Ağrı’ya, Adıyaman’a derlemeye gittim; yeri geldi Roma’da, Napoli’de konserlerde enstrüman çaldım. Yeri geldi ‘Kulîlka Azadî’, ‘Ronahî-Berîvan’, ‘Destana Silopî’, ‘Gurbet’ gibi bestelerimi; ‘Hoy Hoy Memo’, ‘Amediye Kêf Xweş e’, ‘Çimene’ gibi derlemelerimi Koma Amed ve Çar Newa’nın repertuvarına sundum, albüm düzenlemelerine katkıda bulundum. Müzikal olarak bunlarla ilgilenirken bir yandan da İstanbul’da 8 yıl kalp damar cerrahı olarak çalıştıktan sonra Diyarbakır’da özel bir hastaneden gelen teklifle bölgedeki ilk düzenli Kalp Damar Cerrahisi ünitesini İstanbul’dan getirdiğim ekip ile kurdum. Batman’da ise yaklaşık olarak beş buçuk yıldır çalışmaktayım.”

İbrahim Bulak

EN SON EKLENENLER