Ankara Baro Başkanı Canduran: Gazeteciler suç işleyebilir ama gazetecilik suç değildir

Ankara Baro Başkanı Hakan Canduran, TGS’nin verilerine göre Türkiye’de 156 gazetecinin tutuklu olduğunu hatırlatarak, “Gazeteciler suç işleyebilirler ama gazetecilik suç değildir” dedi.

Ankara Barosu ile toplumsalhukuk.net ortaklığında, “AİHM’de Son Gelişmeler Işığında Tutuklu Gazeteciler için Türkiye’de Etkili Bir İç Hukuk Yolu Var Mıdır?” konulu panel düzenledi. Ankara Barosu Eğitim Merkezi’nde düzenlenen panele Ankara Baro Başkanı Hakan Canduran, Toplumsal Hukuk.net Editörü Avukat Sercan Aran, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Kerem Altıparmak, Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Erdem Gül ve Ankara Barosu Avukatı Revşan Deniz Yıldırım katıldı.

‘TÜRKİYE’DE 156 GAZETECİ TUTUKLU’

Panelin açılış konuşmasını yapan Ankara Baro Başkanı Hakan Can Duran, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) son verilerini hatırlatarak Türkiye’de 156 gazetecinin tutuklu olduğunu söyledi. Duran, Anayasa uluslararası sözleşmeler ile yasal güvence altına alınan basın özgürlüğünün vazgeçilmez unsurlarından olduğunu belirterek, “Basını özgür olmayan bir ülkede demokrasiden bahsedilemez. Gazeteciler suç işleyebilirler ama gazetecilik suç değildir. 156 gazeteci gerçekten suç işlediği için mi yoksa sadece gazetecilik yaptığı için mi cezaevinde bu da sorgulamak gerekiyor. Yargı ve iktidara göre tutuklu gazeteciler, gazetecilik dışında işlediği suçlardan yargılanıyorlar ne yazık ki” dedi

‘GAZETELER HAKKINDA CUMHURBAŞKANI KARAR VEREMEZ’

Gazeteci Erdem Gül ise, 21 yıl önce polisler tarafından dövülerek öldürülen Evrensel Gazetesi Muhabir Metin Göktepe’yi anarak konuşmasına başladı. Gül, “Cumhuriyet gazetecilerinin yönetici ve yazıların iddianamesini 5 ay sonra nihayet görebildiler. İddianame ibretlik bir şekilde başladı. Biliyorsunuz AKP iktidara geldikten sonra bazı yayın organlarına Tasarruf Mevzuatı Sigorta Fonu (TMSF) ile el kondu. Sabah Gazetesi de o dönem yüzde yüz yayın çizgisi değişti. Bu yayınlar yandaş medyadan da ziyade iktidarın fedaileri oldu. Bence yayın çizgisi değiştirmek suç değildir. Sabahın da iktidarın fedaisi olma hakkı vardır. Fakat gazeteler hakkındaki kararları yargı merci polis veya cumhurbaşkanı vermez. Gazetenin okuru buna karar verir ” şeklinde konuştu.

‘TÜRKİYE’DE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ ‘YARGISAL TACİZ’’

Son olarak konuşan Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Kerem Altıparmak, “Avrupa Parlamentosu raporunda, Türkiye’de ifade özgürlüğü üzerindeki kararlar ‘yargısal taciz’ olarak yorumlanıyor. Bu yargısal tacizin başrol HSYK tarafından oynanıyor, AYM de izliyor. Cumhuriyet iddianamesinde kullandıkları uluslararası hukuk kaynakları, bu tacizin bir örneği. Yoğun bir cehalet ile hukuk bilgisizliğini ve hiçbir dayanağı olmadığını gösteriyor” diye belirtti.

AİHM KARARLARI ÇARPITILIYOR…

Cumhuriyet’in tutuklu yöneticilerine ilişkin savcının hazırladığı iddianamedeki uluslararası hukuk ve AİHM kararlarına dayanarak yazdığı bölümlerden örnekler veren Altıparmak, bu örneklerin çarpıtıldığını dile getirdi. Altıparmak, “Diyebilirim ki hepsi yanlış ve saptırma. Türkiye’de tutuklu bir gazeteci için etkili bir hukuk yolu söz konusu değildir. Yargısal taciz meselesi sistematik bir sorundur. AİHM yüzbinlerce davaya bakamayacağını bildiğimizden gazeteciler için baktığımızda, AİHM iç hukuk yollarının tüketilmesi gerektiğini söylüyor. AYM ise bu kadar yapısal bir saldırı karşısında hayırlı bir iş yapmak yerine, önce OHAL KHK’lerini incelemeyeceğini söyledi ve sonrasında bazı davalarda bunlara bakamayacağını işaret etti”

EN SON EKLENENLER