Almanya’da koalisyon hükümetinin küçük ortağı Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD), haftasonunda yapılan kongresinde parti yönetimi değişti. Norbert Walter-Borjans ve Saskia Esken genel başkanlığa seçilirken kongrede verilen mesajlar partide sola kayış olarak değerlendiriliyor.
Die Welt gazetesi, parti kongresiyle ilgili yorumunda şu satırlara yer veriyor:
“Yeni çağa doğru… SPD parti kongresinin sloganı buydu. Genel başkanlar Walter-Borjans ve Esker de konuşmalarında bundan ne anladıklarını açıkça ortaya koydular. Açıklığa kavuşan şu: Geçmişe yelken açılıyor. Buna rağmen yeni başkanlar istekleri dışında da olsa şimdilik Büyük Koalisyonu sürdürecek. Niçin? Çünkü stratejik açıdan bu daha uygun görünüyor. Çünkü seçmenler sorumluluktan kaçan partiyi ödüllendirmez. Ve çünkü yeni yönetimin fikirlerinin arkasında sıkı sıkıya kenetlenmiş bir SPD yok. Tam tersine, partide derin bir bölünme var. Bu, federal hükümete yeni bir dinamizm katmayacaktır. SPD için uygun slogan aslında ‘Eskiye doğru ileri’ olur.”
Bielefeld kentinde yayımlanan Westfalen-Blatt gazetesi ise SPD kongresini, büyük koalisyonun geleceği açısından yorumluyor:
“İlk etapta aslında birbiriyle uyuşmayanlar bir arada kalmış oluyor. Büyük Koalisyon ağır aksak devam ediyor. Sonu çoktan gelmiş olmasına rağmen… SPD kongresiyle ilgili koalisyonun büyük ortağı Hristiyan Birlik partilerinden (CDU/CSU) gelen küçümseyici yorumlar da bunu kanıtlar nitelikte. Aralık 2019 itibarıyla Almanya felçli bir cumhuriyet. Sosyal demokratlar, Gerhard Schröder öncesi dönemdeki SPD’yi yeniden canlandırarak bir kez daha kendilerini bulmaya çalışıyor. Büyük Koalisyonda geçen iki buçuk dönemde edindikleri kazanımları özgüvenle öne çıkarmak yerine sosyal demokrasi kendi içinde acı çekmeyi tercih ediyor. CDU/CSU böyle bir koalisyon ortağına bağlılığı niye sürdürüyor ki? Çünkü ezeli Başbakanları Angela Merkel’in siyaset sahnesinden düşüşünü gören CDU/CSU, yeni yönetimin nasıl şekillendirileceği ile ilgili soru işaretlerini giderebilmiş değil. Birlik partileri genel tablo olarak içerik açısından da heyecan vermiyor…”
Neue Osnabrücker Zeitung‘un yorumunda ise şu satırlar yer alıyor:
“SPD’nin kaybettiği seçmeni ve güveni nasıl geri kazanacağına dair bir işaret görmek mümkün değil. Uyumlu görünen vitrinin ardında partideki bölünmüşlük sürüyor. Üst düzey yönetimde personal değişikliğine gidildi ama genel başkan yardımcısına bakıldığında partinin sola kayışını savunanlarla pragmatistlerin uzlaşmaz bir şekilde karşı karşıya geldiği görülüyor. Büyük koalisyona ne olacağı sorusu ertelenmiş oldu. Bu şekilde kolları sıvayıp tam gaz ülke yönetemeyeceğiniz gibi iddialı sosyal vaatlerle de boy gösteremezsiniz.”
Frankfurter Raundschau gazetesi ise SPD’deki değişime olumlu yaklaşıyor:
“Daha fazla iklim koruma, altyapıya daha fazla yatırım, yeni çalışma şekillerinin düzenlenmesi, varlık vergisi ya da dijital teknoloji şirketlerine verileri paylaşma zorunluluğu getirilmesi… SPD böylece yaşadığımız çağın aşılması gereken zorluklarına yanıtlar formüle etmiş oluyor. Bunlar, asla solcu safsatası diye bir kenara atılabilecek yanıtlar değil, pek çok bilim insanının makul bulduğu çözüm yolları. Gerçek anlamda etkili olabilmek için sosyal demokratların şimdi fikir ve hedeflerini siyasi stratejiler ve kampanyalara yansıtması gerekiyor. Bunun için zamana ihtiyaç var. Bu nedenle büyük koalisyonu devam ettirmek ve bir dahaki genel seçimlere pozisyonunu güçlü bir şekilde göstererek girmek makul bir yol olsa gerek. Tek bir istisna ile: İklim koruma konusunda bir an önce daha iddialı hale gelinmeli.”
DW/BK,JD
© Deutsche Welle Türkçe