Kemalbay: AKP’den FETÖ’yü temizlemek kekten unu temizlemektir

Partisinin Kadın Grup Toplantısı’nda konuşan HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay, AKP’li belediyelerde yaşanan istifalara ilişkin, “AKP içinden FETÖ’yü temizlemek kekten unu temizlemek gibidir” dedi. Barış Annesi Bedia Gökus da, Meclis’ten “Annelerden korkmayın, onlar barış istiyor. Sayın Öcalan da sadece barış istiyor, onunla görüşün” diyerek seslendi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP), uzun bir aranın ardından haftalık kadın grubu toplantısını gerçekleştirdi. Toplantıya, Ankara, Konya, Muş, Eskişehir, Diyarbakır ve İstanbul’dan Barış Anneleri Meclisi ile Cumartesi Anneleri üyelerinin yanı sıra çok sayıda kadın kurumu temsilcisi katıldı. Toplantıda, HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay, değerlendirmelerde bulundu.
İlk olarak geçtiğimiz günlerde yazar İhsan Eliaçık ile Anayasa Profesörü İbrahim Kaboğlu’na dönük saldırılara tepki gösteren Kemalbay, bilim insanlarına dönük bu saldırının hayatın her alanında herkesi tehdit ettiğini ifade etti. Van depreminin yıl dönümü vesilesiyle depremde yaşamını yitirenleri bir kez daha anan Kemalbay, “Van’da yıkım esnasında acılı insanlara gazla saldırıldığını da o günkü dayanışmayı da unutmadık” dedi.
Varto’da tutuklana ve geçtiğimiz günlerde Tarsus’a sürgün edilen 78 yaşındaki Sisê Nine’nin (Bingöl) durumuna dikkat çeken Kemalbay, “Hukuksuzca tutuklanan Sise Nine’ye yapılan işkencedir” diyerek yaşatılanlara tepki gösterdi.
‘ÖCALAN’A TECRİT SAVAŞIN YÜKSELMESİNE ORTAM HAZIRLAR’
Konuşmasının devamında PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın güvenlik ve sağlık koşullarına değinen Kemalbay, şöyle devam etti: “Sayın Öcalan’ın mutlak tecridi önemli bir gündem maddesidir. Bazı sosyal medya hesaplarındaki haberler Sayın Öcalan’ın can güvenliği ile ilgili soru işareti yaratmıştır. Türkiye’nin sinir uçlarıyla oynamaya çalışanların İmralı’da mutlak tecrit altında olan Öcalan’ın düşüncelerini takip edenler için endişe kaynağıdır. Batıda ya da Kürt coğrafyasında Sayın Öcalan’ın can güvenliği ve onunla ilgili sürdürülen kara propaganda büyük bir tehlikeye işaret ediyor. O tehlike de zaten içinde bulunduğumuz savaşın daha da yükselmesine ortam hazırlayabilir. Sayın Öcalan’ın sağlık durumunun nasıl olduğuna dair, sağlık ve güvenlik halinin tespit edilmesi için avukatları ailesi ve vekillerin ziyaretinin gerçekleşmesi gerektiğini söylüyoruz. Tecridin insanlık suçu olduğunu ve bu yapılanın sadece tecrit değil savaş ve çatışma dayatması olduğunu söylüyoruz. Hükümeti sorumluluğa davet ediyoruz. Türkiye halklarının barışa ulaşması için bu kadar rol üstlenmiş Sayın Öcalan’la ilgili hükümet derhal harekete geçmelidir.”
‘KADINLAR MÜCADELEYLE KAZANDIKLARINI KAYBETMEK İSTEMİYOR’
Geçtiğimiz hafta Meclis Genel Kurulu’nda kabul edilen müftülere nikah kıyma yetkisi veren düzenlemeyi anımsatan Kemalbay, “Kadınlar bu yasaya ‘hayır’ dediler. Bütün kadın örgütleri protestolar gerçekleştirdi, bütün yolları denediler. Bu OHAL sürecinde demokratik haklarını kullandılar. Kadınlar bu Meclis’in kapısında saçlarından sürüklenerek polis devlet şiddetine maruz kaldı, fakat kadınlar direnmekten vazgeçmedi. Neden bu kadar direniyorlar? Neden itiraz ediyorlar? Kadınlar bugüne kadar onlarca yıldır mücadele vererek kazandıklarını kaybetmek istemiyorlar. İşte bunun için direniyorlar. AKP-Saray iktidarı konuyu çarpıtarak müftülüklerin de belediyeler gibi yetkilendirildiklerini söylüyor. Evet böyle olabilir. Fakat kadınların itirazı şuna; kadın erkek eşitliğine inanmayan bir kuruma bu kadar yetkinin verilmesi. Diyanet’in ve müftülüğün kendi alanlarının dışına çıkarak medeni hakların alanına girmesinin hiçbir açıklaması yok. Tek açıklaması var, o da AKP-Saray iktidarının bütün suçlarını örtmek için dini kullanması, din ticareti yapmasıdır. Müftülük yasasının çıkması kadınların hiçbir sorununu çözmediği gibi AKP-Saray iktidarının din tüccarlığıyla puan toplamasıdır” diye konuştu.
‘6 BİN KADIN ERKEK ŞİDDETİYLE YAŞAMINI YİTİRDİ’
Hem işçi haklarında hem kadın haklarında hukuk yerine aracı kurumlar tayin edilmesinin hak alanının ticarileştirilmesi anlamına geldiğini ifade eden Kemalbay, “Bu yüzden aracılık kurumu zaten yanlıştır. Buna itiraz ediyoruz. Kadınların en çok şiddete uğradıkları zaman boşanma süreçleridir. Boşanmaya kalkıştıkları zaman, itiraz ettikleri zaman kadınlar şiddete maruz kalıyor. Bakın AKP-Saray iktidarı döneminde tam 6 bin kadın erkek şiddeti ile yaşamını yitirdi. Peki bunu düzeltmek için, bu ölümleri engellemek için ne yaptınız? Ne yaptınız da şimdi boşanmayla, evlenmeyle ilgili yasalar çıkartıyorsunuz?” diye sordu.
‘İKTİDAR KADINLARIN SİYASETTEKİ VARLIĞINA TAHAMMÜLSÜZ’
Kemalbay, iktidarının müftülük yasasını da arabuluculuk yasasını da geri çekmesi için sonuna kadar mücadele edeceklerine vurgu yaparak, “Bizler kadın partisiyiz. HDP kadınların partisidir. Bu konuda çok önemli yol aldık. Bunu yaratan sizlersiniz. Kadın iradesini partimizde etkin kıldık. Kadınların birlikte yaşamı güçlendirebileceğini, barış getirebileceğini her fırsatta ortaya koyduk ve çok önemli bir yol aldık. Partimizin siyasette eşit temsil sistemi, eşbaşkanlık sistemi belki de dünyada bir ilktir. Yerel yönetimlerde, siyasi partide, mecliste kadınların siyasete katılmalarının önündeki engelleri kaldırdık. Bu mücadeleyi her gün sürdürüyoruz. Fakat AKP-Saray rejimi ne yapıyor. Bizim bu kazanımlarımıza yönelik ciddi bir saldırıyı gündeme getirmiş durumda. Yüksekdağ’ın eşbaşkanlığı elinden alındı, vekilliği düşürüldü. Bunu yapmalarının sebebi ne, kadınların siyasetteki özgür ve eşit varlığına tahammülsüzlük. Kadınların olması gereken prototipi bu değil onların gözünde. Kadınlar AKP-Saray rejimine hizmet ettikleri sürece ancak siyasette olabilirler. Yoksa kendi özgür talepleriyle politikaya katılımını asla kabul etmez AKP saray rejimi. O yüzden Figen Yüksekdağ bizim eş Genel başkanımızdır.”
‘AKP’DE FETÖ’YÜ TEMİZLEMEK KEKTEN UNU TEMİZLEMEKTİR’
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla AKP’li kimi belediye başkanlarının istifa ettirilmesine de değinen Kemalbay, “Bakın bizim belediyelerimize kayyum atayanlar kendilerine hizmet etmediklerini düşündükleri yerel yönetimlere kayyum atıyorlar. AKP Genel Başkanı Erdoğan’a sesleniyorum; Siz FETÖ’yü mü içinizden temizliyorsunuz? Çaktırmadan bunu mu yapıyorsunuz? ‘Metal yorgunluğu’ diyerek çaktırmadan içinizdeki FETÖ’yü mü temizliyorsunuz? Bir kez daha söylüyoruz; AKP içinden FETÖ’yü temizlemek kekten unu temizlemek gibidir. Yapamazsınız boşuna uğraşmayın” değerlendirmesinde bulundu.
‘TÜRKİYE’DEKİ FAŞİZM DERİNLEŞİYOR’
Tutuklu milletvekillerinin durumuna işaret eden Kemalbay, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Tutuklu vekillerimiz  355 gündür cezaevindeler. Mahkemelere çıkartılmadılar, onlar için fezleke hazırlayanlar, bugün FETÖ’den yargılanıyorlar ama hala bizim vekillerimiz cezaevinde rehin alınmış durumda. Bir uluslararası toplantıda AKP Genel Başkanı Erdoğan, Selahattin Demirtaş’a ‘terörist’ dedi. Biz bununla ilgili bir itirazda bulunduk. Ne oldu biliyor musunuz; dedilerki, ‘AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın cezai yaptırımı yok. Cumhurbaşkanı hakkında böyle bir suç duyurusunda bulunamazsınız. Ben bu dosyayı almaya yetkili değilim’. Meclis’te 4 parti var. Bu partilerden AKP’nin Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, bir başka partinin eş genel başkanı Selahattin Demirtaş. Birisi kalkacak istediği ithamlarda bulunacak siz ona suç duyurusunda bulunamayacaksınız. Her gün size hakaret edecek, küfür edecek ama siz ona hiçbir dava açamayacaksınız. Hiçbir şey söyleyemeyeceksiniz. Bu Türkiye’deki faşizmin ne kadar derinleştiğini gösteriyor. Önümüzdeki dönemde gerçekleşecek olan seçimlerdeki eşitsizliğin de ne kadar derin olduğunu gözler önüne seriyor.”
‘ENCU HDP’YE YAKIŞAN BİR MİLLETVEKİLLİ’
Şırnak Milletvekili Ferhat Encu’ya verilen 4 yıl 7 aylık hapis cezasının Bölge Mahkemesi’nce onaylanmasına tepki gösteren Kemalbay, “Neden sokağa çıkma yasağını ihlal etmiş. Encu tam da bizim onur duyduğumuz bir vekildir. Halkı katledenlere karşı mücadelede halkın yanında yer aldı. Devletin kolluk güçleri tarafından şiddete maruz kalan halkın durumuyla ilgilendi. Onların şiddetten kurtulmaları için çalıştı. Onlarla omuz omuzaydı. Tam da HDP’ye yakışan bir milletvekili. O Saray’dan gelen talimatlara, ranta, ihalelere göre vekillik yapmadı, halkın sorunları ile ilgilendi” ifadelerini kullandı.
‘PANZER CİNAYETLERİ KAZA DEĞİL NEFRET SUÇUDUR’
Son dönemlerde zırhlı araçların karıştığı sivil ölümlerini gündeme getiren Kemalbay, “Türkiye’de savaş politikaları ayyuka çıkmış durumda. Her gün kadınlar, çocuklar panzer cinayetlerinde yaşamını yitiriyor. Kürt anasını görmesin mantığıyla davranan ve savaşı kışkırtan AKP Hükümeti halka karşı suç ilemeye devam ediyor. Hayatın her alanında, her sokakta yaşamın içinde panzerler dolaşıyor. O panzerlerin çocukların oyun oynadığı yerlerde ne işi var? Kim panzerlerle burun buruna yaşamak ister. Siirt’te Felek’i kaybettik, o bir kız çocuğu. Resmi olsaydı gösterecektik ama bir fotoğrafı bile yok. Tıpkı Muhammed ve Furkan gibi. Felek’e saldıran, panzeri kullanan polis ‘Çocukların sokakta ne işi vardı?’ diyor. Siz ne çabuk unuttunuz evinde uyuyan çocukları da öldürdüğünüzü. Biz nasıl iş cinayetine ‘kaza’ demiyorsak bu panzer cinayetleri de ‘kaza’ değildir, bunlar cinayettir nefret suçudur” diye konuştu.
BARIŞ ANNESİ KÜRSÜDEN SESLENDİ: ANNELERDEN KORKMAYIN
Kemalbay’ın konuşması ardından Başbakan ve Meclis Başkanı İsmail Kahraman ile görüşme talebinde bulunmak için Meclis’e gelen Barış Anneleri üyelerinden Bedia Gökus, konuştu.
Senelerdir barış istediklerini kaydeden Gökus, “Çocuklarımızı kaybediyoruz barış diyoruz, kemiklerimizi topluyoruz barış diyoruz. Neden kulaklarını sağır etmişler. Çünkü işlerine gelmiyor, bu savaştan çıkarları var. Sayın Başbakana, Cumhurbaşkanı’na sesleniyorum; bizi duysunlar, biz anneyiz isterse çocuklarımızı ister bizi öldürsünler. Biz sürekli barış diyeceğiz. Savaş istemiyoruz. Savaş ölümdür, savaş yıkımdır. Sayın Öcalan 18 senedir tecrittedir. Barış isteyen bir insana neden tecrit uyguluyorlar. Çünkü barıştan korkuyorlar. Biz buraya barış anaları olarak geldik, Başbakan’a sesleniyoruz. Sesimizi duysun. Bugün bizimle görüşmeyene kadar bu Meclis’ten gitmeyeceğiz. Annelerden korkmasın. Anneler barış istiyor. Annelerden zarar gelmez. Gelsin bizimle görüşsün. Öcalan’la diyalog kursun. Sayın Öcalan sadece barış istiyor, onunla görüşün” dedi.

EN SON EKLENENLER