Hatip Dicle: Erdoğan, Enver Paşa’nın yeni yüzüdür

“Erdoğan, Enver Paşa’nın yeni yüzüdür” diyen DTK Eşbaşkanı Hatip Dicle, Rojava ve Şengal’e saldırının “soykırımcı zihniyetin” devamı olduğunu söyledi. Dicle, “Faşizmin kurumsallaşmaması için ‘Hayır’da ısrarımızı sürdürmeliyiz” dedi.

Almanya’nın Saarbrücken kentinde Rosa Lüksemburg Saarland Vakfı ve Aktion 3. Welt ortaklığında, “Türkiye’nin gidişatı- Başkanlık sisteminin krizi” başlığıyla bir panel düzenlendi. Panele konuşmacı olarak Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Hatip Dİcle, feminist aktivist Sibel Schick konuşmacı olarak katıldı. Moderatörlüğünü gazeteci İsmail Küpeli’nin yaptığı panelin açılış konuşmasını Aktion 3. Welt Yöneticisi Gertrud Selzer yaptı.

Gertrud Selzer, 1993 yılında delegasyon olarak gittikleri Türkiye’de Kürt siyasetçi Hatip Dicle’yle nasıl tanıştıklarını anlattı ve Kürtlerin demokratik mücadelelerinin her zaman arkasında olacaklarını söyledi.

YENİ BİR SAVAŞ DÖNEMİ

Hatip Dicle, AK Parti’nin Kürtlere karşı yaklaşımı ile İttihat Terakki’nin Ermenilere olan yaklaşımın benzerliğine dikkat çekti. Dicle, “24 Nisan, Ermeni Soykırımı’nın yıldönümüdür. 24 Nisan’da adeta ‘Kürtlere de soykırım gerçekleştireceğim, şimdi görevimiz budur’ dercesine böyle bir saldırıyı Şengal’e ve Rojava’nın Efrîn ve Cezire kantonlarına yaptı. Yani bir anlamda yeni bir savaş döneminin başladığını ilan etti” dedi.

‘ERDOĞAN, ENVER PAŞA’NIN YENİ YÜZÜDÜR’

Dicle, konuşmasını şöyle sürdürdü: “İttihat Terakki artık önceki ideolojilerini terk etti, Türkçü ideolojide karar kıldı. Türkiye Cumhuriyeti de kurulurken bu ideolojiyle kuruldu. Bu ideoloji 1915’te Ermeni Soykırımı’nı gerçekleştirdi. AKP de ortaya çıktığı dönemde daha fazla demokrasi ve özgürler vaadiyle ortaya çıktı. Ve şimdi Erdoğan Enver Paşa’nın Ermeni ve Süryanilere yaptığı katliamın benzerini kendisi için engel olarak gördüğü Kürtlerin üzerinde denemek istiyor. Erdoğan, Enver Paşa’nın yeni yüzüdür. Bu Şengal ve Rojava’daki son saldırılar açık bir soykırım ilanıdır. Erdoğan İttihat Terakki kadrolarının kurduğu hayalleri 100 yıl sonra yeniden kuruyor” şeklinde konuştu.

‘HAYIR’DA ISRARIMIZI SÜRDÜRMELİYİZ’

16 Nisan referandumuyla ilgili soruyu yanıtlayan DTK Eşbaşkanı Dicle, şunları söyledi: “Avrupa devletleri artık Türkiye’de faşist bir rejimin kurumsallaştığını ilan etmelidir. Erdoğan bir diktatör ve Türkiye de diktatörlükle yönetilen bir ülkedir. AGİT raporlarına göre 2.5 milyona yakın şaibeli oy var. Mesela 2004 belediye seçimlerinde YSK aldığı karar ile mühürsüz oyları geçersiz saymıştı. Fakat o dönemde buna dair bir yasa yoktu. 2010 yılında bir yasa çıkartıldı ve yasada ‘Zarfın üzerinde mühür yoksa geçersiz kabul edilir’ diye geçiyordu. Şimdi eğer referandumda yüzde 60 hayır çıksaydı o zaman da AKP kalkıp ‘Mühürsüz oylar var’ diyerek seçimleri iptal ettirecekti. Buradaki hile ve hurdayı görüyor musunuz? Mühürsüz zarflara ilişkin bizzat Saray danışmanları YSK üyelerine ‘Ya kabul edersiniz ya da sizi FETÖ’cü ilan ederiz’ tehdidinde bulundu. Ayrıca 3 büyükşehir ‘Hayır’ dedi. Ege, Akdeniz, Kürdistan’daki ‘Hayırcılar’ onların boğazını sıktı, nefes alamaz duruma getirdi.

‘Hayır’da ısrarımızı sürdürmeliyiz. Erdoğan faşizmi kolay kolay kurumsallaşamaz. Bedeller var elbet ama mücadelemiz devam edecek. Bakın Erdoğan diktatörlüklerle yönetilen Körfez ve Afrika ülkeleri dışında hiçbir ülkeye seyahat edemiyor. Erdoğan ikinci Sudan Cumhurbaşkanı Ömer El-Beşir’dir.”

Dicle, şöyle devam etti: “Ben 15 yılımı zindanlarda geçirmiş bir insanım. Arkadaşlarım bana ’60 yaşındasın, tekrar cezaevine girmen iyi olmaz, en iyisi yurt dışına çık’ dedi ve onların isteği üzerine Avrupa’ya geldim. Fakat göreceksiniz ki çok az Kürt siyasetçi sığınma talebinde bulunacaktır. Çünkü en ağır bedelleri göze alarak siyaset yürütüyorlar ve yürütmeye devam edeceklerdir” dedi.

SCHICK: İLK İŞ KADIN DÜŞMANLIĞI

Feminist aktivist Schick de yaptığı konuşmada, AK Parti ile beraber kadın katliamının yüzde bin 400 arttığına ve AK Parti’nin atadığı kayyumların ilk iş olarak kadın kurumlarını hedef aldığına dikkati çekti.

EN SON EKLENENLER