Karayılan’dan Kamuran İnan hatırlatmalı seçim yorumu

Seçim sonuçlarını değerlendiren PKK Yürütme Konseyi Üyesi Murat Karayılan, esas sorunun Kürt sorunu ve bunun muhatabının partiler değil devlet olduğunu belirtti. Karayılan, Kılıçdaroğlu2nun adayalığı ile ilgili de ‘Kimlik ve sosyoloji’ vurguları yaptı

PKK Yürütme Komitesi Üyesi Murat Karayılan, 14-28 Mayıs seçimleri ve Kürt sorununa dair verdiği röportajda, Kılıçdaroğlu’nun seçilmeme nedenleri, Kürt sorununa dair başlıkları değerlendirdi.

Karayılan’ın Stêrk TV’ye yaptığı konuşmayı veren Fırat Haber Ajansı’nda (ANF) yer alan habere göre; seçimlerin adil ve eşit olmadığını belirtti.

Karayılan konuşmasında, bir tarafın devletin tüm imkanlarını kullandığını, tutuklamalar dahil çok yönlü baskıların geliştiğini, hile-çalma olayların yaşandığını vurguladı. “Bu seçimin sonuçları meşru değildir” diyen Karayılan, “21 yıllık bir iktidar, devletin elinde olan bütün gücünü kullanıyor, hem de bunu ölçülü ve kanunları hesap ederek değil, sınırsız bir biçimde kullanarak bu sonucu alıyor. Dolayısıyla bu meşru bir sonuç değildir” dedi.

‘Kürt halkının tutumu takdir edilecek bir tutum’

Kürt halkının tutumunu ortaya koyduğunu, demokrasi ve değişimden yana olduğunu dile getiren Karayılan, “Öncekine göre oylarda azalma vardır ama o kadar saldırı yapılmasına rağmen, o kadar tutuklamaya ve tehdide rağmen önemli bir tutum ortaya koymuştur. Şimdi bakıyorum, kimileri bunun üzerine bol bol konuşuyor ama hele bir kendilerini halkımızın yerine koysunlar ya da bu kadar kişinin zindanlara atıldığı, bu kadar tehdidin olduğu bir ortamda çalışma yürütsünler. Bu kadar yönelime rağmen iradeni ortaya koymak kolay bir şey değil. İşte bütün bunlar göz önünde bulundurulduğunda halkımızın tutumu takdir edilecek bir tutumdur ve anlamlıdır” diye konuştu.

‘Kılıçdaroğlu’nun kimliği reddedildi’

Karayılan, Tayyip Erdoğan’ın yeniden seçilmesine dair olarak, artık gerçekleri açık bir biçimde dile getirmenin ve “kral çıplak” demenin zamanının geldiğini vurgulayarak, şunları söyledi:

“Erdoğan’ın karşısındaki rakibi bir Kürt’tü ve bir Alevi’ydi. Bunun için oy verilmedi. Açık ki, Türkiye Cumhuriyeti sisteminin biçimlendirdiği sosyoloji, bir Alevi Kürt’ün cumhurbaşkanı olmasına yol vermiyor. Doğru; belki devlet içerisinde de birileri değişim olmasını istemiş olabilir ama burada devletin o kadar gücünün kullanılması bir plan ve projenin sonucudur. AKP-MHP-Ergenekon’un öncülüğündeki bu cumhuriyet sistemi bir sosyoloji yaratmıştır. Bu sosyoloji Sünni ve ırkçı bir sosyolojidir. Türk-İslam sentezine dayalı dinci-ırkçı eğilimi yoğurmuşlardır. Esas önemli nokta burasıdır. Böyle olmasaydı Erdoğan’ın bundan 21 yıl önce verdiği sözler vardı. ‘Adalet getireceğim, yasakları kaldıracağım, fakirliği yok edeceğim’ diyordu. Hani bunları yaptı mı? Tersine açlığı getirdi. Ancak buna rağmen tercih edildi. Niye? Çünkü yalana dayalı bir propagandayla çalıştılar.

Bir çalışma yürüttü (Kılıçdaroğlu). Aslında diyalogları ile birçok kesimi bir araya da getirmeyi başardı. Bu konuda kişiliği hakkında denilecek bir şey yok. Ama kimliği reddedilmiştir. Bu bir gerçektir.”

Kamuran İnan hatırlatması

Süleyman Demirel hükümetleri döneminde bakanlık yapan Bitlisli Kamuran İnan hatırlatması yapan Karayılan şöyle devam etti:

Bakın; belki gençler bilmez ama yetişkinler bilir. Eskiden Adalet Partisi’nde Kamuran İnan isimli birisi vardı. Sürekli Demirel’le olan, Adalet Partisi’nin önde gelen isimlerinden birisiydi. Bitlisli, tanınan bir aileden gelen bir kişiydi. Kürt’tüler ama “biz Kürt’üz” demiyorlardı. Aslında Kılıçdaroğlu da “Aleviyim” dedi ama Kürt olduğunu söylemedi. Ancak herkes Dersimli bir Kürt olduğunu biliyordu. Kamuran İnan, 7-8 dil bilen birisiydi. İhtisası diplomasi üzerineydi. Demirel hükümetleri her kurulduğunda o da bakanlar kurulunda yer alırdı. Ama beklentisi olan dışişleri bakanlığı değil de enerji bakanı, vb. farklı bakanlıklara veriliyordu. Özcesi Süleyman Demirel zamanında ne kadar hükümet kurulmuşsa o hep bakandı ama hiçbir zaman dışişleri bakanı olmadı. Onun beklentisi ise dış işleri bakanı olma yönündeydi. Çünkü uzmanlığı o alandaydı. Sonuç itibarıyla ölmeden önce Kamuran İnan şöyle söyledi: ‘Türkiye anayasasında yazılmamış bir yasa vardır. O da bir Kürt’ün dış işleri bakanı olamayacağı yasasıdır. Nokta!’

Eğer bir Kürt dışişleri bakanı olamıyorsa, o zaman bir Kürt cumhurbaşkanı da olamaz. Bu böyledir. Evet, belki ABD’de Obama gibi melez-siyahi birisi başkan oldu ve bu bir gelişmeydi. Eğer ki Türkiye’de Kılıçdaroğlu seçilseydi, bu Türkiye’de devrim niteliğinde bir gelişme olurdu. Fakat Türkiye’de bir proje olarak oluşturulan sosyoloji yol vermediği için kaybetmiştir. Kaybetmesinin esas nedeni budur.”

‘Kürt sorunun muhatabı partiler değil devlettir’

Kürt halkının demokrasi ve özgürlük mücadelesinin daha da gürleşeceğinin altını çizen Karayılan, “Bizim açımızdan esas sorun, Kürt sorununun çözümü sorunudur. Bu sorunun çözümü için de demokrasi gereklidir. Kürt sorununun muhatabı partiler değil, devlettir. Yani muhatabımız Türk devletidir. Bunun için sistem içerisindeki partilere düşmanlık ya da dostluk yapma gibi bir sorunumuz yoktur. Çünkü muhataplarımız bellidir. Mesela iktidar değişmiş olsaydı da önümüzde aynı şey olacaktı. Çünkü bu bir devlet siyasetidir. Bunun için biz çok büyük bir fark görmüyoruz ve mücadelemiz çok daha güçlü devam edecektir. Eğer aklıselim hakim gelir de bir değişim olursa Önder Apo İmralı’dadır. Bundan 27 ay önce kendisiyle görüşme oldu ve önceki bir görüşmesinde bu sorunu bir haftada çözebileceğini belirtti. Yani çözüm istiyorlarsa Önder Apo oradadır. Ama Kürt gençlerini öldürerek sonuca gitmek istiyorlarsa biz buna geçit vermeyeceğiz ve onları yeneceğiz. Şimdiye kadar nasıl düşmanı durdurduysak bundan sonra da kazanacağız.”

Kaynak: ANF

#Karayılandan #Kamuran #İnan #hatırlatmalı #seçim #yorumu

EN SON EKLENENLER