Kürt partileri: Ortak mücadele için önce birlik

“İttifak ve ortak mücadele” tartışmalarının yürütüldüğü bir dönemde, yıllardır bölgede siyaset yürüten Kürt partileri, ilk olarak Kürtlerin kendi içlerinde birliklerini oluşturup, Türkiye genelinde de faşizan politikalara karşı ortak mücadele verilmesi gerektiğini söyledi.

Türkiye’de ittifak meselesinin tartışıldığı bugünlerde, ortak mücadele, demokrasi cephesinin kurulması talebi tartışılırken, olası bir mücadele birliği için her kesimin destek vereceği belirtiliyor. İttifak ve ortak mücadeleye ilişkin bölgede yıllardır siyaset yürüten Kürt partileri, faşizan politikalara karşı ortak mücadele edilmesi gerektiğini savundu.

‘İTTİFAK İYİ DÜŞÜNÜLMELİ’

Kürtlerin Güney ve Rojava’ya dönük saldırılara karşı ortak bir ittifak oluşturması gerektiğini anlatan Özgürlük ve Sosyalizm Partisi (ÖSP) Genel Başkanı Sinan Çiftyürek, Türkiye cephesi tarafından da bir arayışın olduğunu ve en çok tartışılanın da CHP’nin başını çekeceği bir demokrasi cephesi arayışı olduğunu anlattı. Çiftyürek, “İttifak arayışında Kürtler de en önemli aktör yapılmak isteniyor. Kürt-Türk ittifakı oluşturulup, AKP karşısında bir demokrasi cephesi oluşturmak isteniyor. Biz salt AKP karşıtı bir cephe arayışını doğru, sağlıklı bulmuyoruz. Kürtler açısından AKP’nin ne olduğunu biliyoruz. Evlerimizi başımıza yıktı ve bunun ötesi yoktur. Ama Kürt, Kürdistan meselesinde hatta demokratikleşme mücadelesinde AKP’nin karşısında ortaklaşma bu ortamda ‘Denize düşen yılana sarılır’a yol açabilir. Hem Kürt ulusal hareketi, hem de Türkiye demokrasi güçleri ve sosyalist hareketlerin buna dikkat etmesi gerekir. Ona göre davranması, ittifakını ona göre kurması gerekir. Başka türlüsünü düşünmüyoruz” diye konuştu.

‘DEMOKRASİ GÜÇLERİ BİR ARAYA GELMELİDİR’

CHP’nin bu süreçte ilkin “Adalet Yürüyüşü” şimdi de “Adalet Kurultayı” yapacağını dile getiren Çiftyürek, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile bir heyet olarak görüştüklerinde adaletsizliğin en büyük kurbanı olan Kürtlerin talepleri de yer alacak mı diye sorduğunu, ancak daha sonra düzenlenen Adalet Yürüyüşü’nde Kürtlerin taleplerinin yer almadığını gördüklerini ifade etti. Çiftyürek, “CHP ile bir demokrasi cephesi kurma arayışı Türkiye sosyalist hareketinin 70 yıldır bir deneyimi vardır. 1950’lerden beri bu arayış denenmiştir. Ama her defasında ne CHP ile Türkiye sosyalist hareketi ne de ulusal bir cephe arayışında yol kat etmemiştir. Kürtlere gelince de Kürt ulusal hareketinin CHP ile bu ortamda, CHP’nin Kürt meselesini de içerecek olan demokrasi cephesine evet diyeceğine biz ÖSP olarak asla inanmıyoruz. Önerimiz çağrımız şudur: ‘Güney Kürdistan’daki referandum bir öz kimlik arayışı, ulusal kongre, ulusal cephe, birlik kendini dayatırken, Kürtler önce ulusal demokratik birliklerini sağlamalılar. Türkiye demokrasi güçleri, Türkiye halklarıyla, hatta CHP ile de bazı ilişkilenmeler, görüşmeler yapılabilir. Ama birinci önceliğimiz Kürtler içinde birlik sağlanmalıdır” diye konuştu.

‘DEMOKRASİ CEPHESİ CHP İLE OLMAZ’

Türkiye’de bir demokrasi cephesinin elzem olduğunu dile getiren Çiftyürek, bunun kimlerle kurulacağının çok önemli olduğunu anlattı. Çiftyürek şöyle konuştu: “Sendikalar, Türkiye’nin ileri gelenleri, geniş demokratik kitle örgütleriyle birlikte olunmalı. AKP’nin baskılarına, rejimin anti demokratik uygulamalarına karşı, sermayenin baskısına karşı bir demokrasi arayışında bulunmak çok doğaldır. Burada tartışılması gereken şey CHP’nin bunun neresinde yer alacağıdır. Eğer CHP iktidar alternatifi olarak hazırlanıyorsa bu demektir Türkiye cephesinde gündeme gelecek olan anti-faşist cephede yeri olmayacak. Türkiye’nin sosyalistleri, ilerici demokrasi birliklerinin arayışta bulunması çok doğaldır. Kürtler de birliğini sağladığı takdirde yer alması gerekir. Bizim itirazımız, merkezinde CHP’nin olacağı demokrasi cephesinedir. CHP hiçbir zaman Kürt sorununun çözümünde, sorunları çözümünde yer almadı. TKP yıllarca ulusal cephe için çağrıda bulundu. 12 Eylül, 12 Mart’ta çağrılar yapıldı ama hep karşılıksız kaldı. CHP malum adımlar attı ama en küçük bir sorunda Kürtleri kapı dışarı ettiler. Bunu SHP döneminden biliyoruz. Onun için CHP ile bir demokratik cephenin olamayacağını söylüyoruz.”

HAK-PAR: TEKLİĞE KARŞI ÇOĞULCULUĞU SAVUNUYORUZ

Türkiye’nin demokratikleşme konusunda çok ciddi sorunlarının olduğunu dile getiren Hak ve Özgürlükler Partisi (HAK-PAR) Genel Başkanı Refik Karakoç, Türkiye’de bir birliğin, ortak bir gücün oluşmasından önce Kürtlerin yerelde birliğini sağlaması, ortaklaşması gerektiğini ifade etti. Karakoç, “Kürt halkının ilk olarak demokratik bir işleyişi olan bir patiye ihtiyacı var. Önce yerel iktidar için Kürtler bir araya gelmeli. Kürtler için bu dönemde tek tek parti ile mücadele zamanı değildir. Ortaklaşarak mücadele etme zamanıdır. Ortadoğu’daki gelişmeler, Kürtlerin konumu, Türkiye’deki gelişmeler kapsamında ortak bir parti kurulmalıdır. HAK-PAR olarak da bu bağlamda mücadelemizi sürdüreceğiz. Türkiye açısından da biz HAK-PAR olarak esas olan bir cephe oluşturmak değil, ortak bir paydada buluşmaktan yanayız. Türkiye’de demokrasi, özgürlük sadece Kürtlere değil halkalara olmalıdır. Türkiye’de bir araya gelinecekse Türkiye’nin demokratikleşmesi, Kürt sorununa çözüm, halkların soruna çözüm arayışında olmalıdır. Yoksa salt bir cephe oluşturmak değil. Mücadeleyi ortaklaştırmak, birlik olmaktan yanayız. Böylesi bir süreçte de ortak bir mücadele gereklidir. Kürt sorunu, halkların sorunları çözülmeden Türkiye hiçbir şey yapamaz. Türkiye’deki demokratikleşme sorunu da bu ortaklaşmayla çözülür. Tekliğe karşı çoğulculuğu savunuyoruz. Alevi, kadın, işsizlik, demokrasi, özgürlük, anadil, özlük hakları gibi her konuda çözüm bulmalıyız. Bugün tüm bunlar yok sayılırken, biz buna karşı ortak mücadele yürütmeliyiz” diye konuştu.

BARAN: FAŞİZME KARŞI ORTAK MÜCADELE EDİLMELİ

DBP Parti Meclisi (PM) üyesi Zeki Baran, “Kapitalist modernitenin pençeleri arasında çırpınan insanlık, bu kaostan çıkış için insanlık tarihinde emsali görülmemiş bir mücadele vermektedir. Bu aynı zamanda insanlığın kendi yaratmış olduğu canavar ile mücadelesi olarak da tanımlanabilir. Zulmün ve sömürünün kurumsallığı aşarak evrenselleşmesi buna karşı yürütülen mücadele ve bu mücadeleyi yürütenlerin omzuna ekstradan yük ve sorumluluk yüklemektedir. Bunun için de en önemli yol ortaklaşarak, ortak bir mücadeleyle karşı koymak gerekir. Yoksa zulmü bir politika haline getiren AKP’ye karşı direnmek zor olacak” diye konuştu.

‘ORTAK BİR MÜCADELE CEPHESİNİ OLUŞTURMAMIZ LAZIM’

Kürtlerin yürütmüş oldukları siyasi mücadelenin esas ve ilkelerinin korunması şartı ile izlenenden farklı yol ve yöntemlerin mecburiyet arz ettiğini dile getiren Baran, faşizme karşı ortak cephede buluşmak ve mücadeleyi yükselterek herkesin kendi rengi, farklılığı ile bu mücadele içerisinde yer almasını sağlamanın herkesin görevi olduğuna dikkat çekti. Demokratik ulus çatısı altında ortak ve adil bir yaşam sürmeleri için bunun olmazsa olmaz olduğunu anlatan Baran, Kürtlerin ve Kürt partilerinin başka çevreler ile ittifaklar geliştirmeden önce kendi iç ittifaklarını gerçekleştirmeleri gerektiğini ifade etti. Baran, “Kürtlerin tüm parti kurum kuruluş şahsiyet kısacası halkta karşılığı olan herkes kendi bireysel ve kurumsal çıkarını bir kenara bırakıp ulusal çıkarları esas alan bir tutum içine girmelidir. Türkiye’nin genel siyaseti için de yürütülen faşizan politikalara karşı ortak bir mücadele yürütülmelidir. Gececi mücadele olmamalıdır. AKP’nin, devletin faşizan politikalarına karşı ortak bir paydada buluşup, herkesin kendi renginde direnmesi gerekir. Ortak mücadele cephesinde herkes yer almalı ve direnmelidir. Mücadele ancak böyle yerini bulabilir” diye konuştu.

EN SON EKLENENLER