Sancar: Bu gidişattan demokrasi ittifakıyla kurtuluruz

Halkların Demokratik Partisi (HDP), 23 Şubat’ta gerçekleştirilen 4. Olağan Kongresi sonrası ilk Meclis Grup Toplantısı’nı gerçekleştirdi. Toplantıda konuşan partinin yeni Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, HDP’nin rehin tutulan Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve önceki Eş Genel Başkanı Sezai Temelli’ye teşekkür etti.

2 MART DARBESİ

Sancar, dün yıl dönümü olan 2 Mart 1994’te DEP milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması ile yapılan darbeyi kınadı.
Sancar, 2 Mart darbesinin zihniyetinin iktidarlar tarafından sürdürüldüğüne işaret etti, “O gün bu zihniyeti, yani demokratik siyaseti ezme zihniyetini, iktidarda yürütenler şimdi tarihin çöp sepetindeler” dedi.

DEMOKRASİ İTTİFAKI

Sancar’ın açıklamaları şöyle:
“Bu ceberrut iktidardan kurtulmamız ancak onunla mücadele ederek olur.
2 Mart’tan bu yana geçen kongremize gelene kadar tablo dimdik ayakta kaldığımız değil çoğalıyoruz, büyüyoruz, yürümeye devam ediyoruz. Çünkü biz umudu yaşatıyoruz.
1994’te de aynı kararlılık vardı. Biz demokratik siyasette ısrar ettiğimiz için bu baskıların hiçbirine boyun eğmedik, kalktık ve yürümeye devam ettik.
Gelin, birlikte demokrasi ittifakını örelim, birleşebileceğimiz, uzlaşabileceğimiz, mutabık kalabileceğimiz temel ilkeleri tespit edelim. Temel değerleri müzakere edelim ve ülkeye yeni bir yol örelim. Gelin, buluşalım, bu gidişata hep birlikte son verelim. Eşit, kardeşçe ama eşit ve özgür birlikte yürüyelim. Ancak bu şekilde savaş ve talan politikalarını, bu yalanı, bu kanı ancak bu şekilde durdurabiliriz.

İDLİB VE SAVAŞ POLİTİKALARI

Bundan 4 gün önce İdlib’de bir saldırıda, sayısı farklı şekilde söyleniyor ama ilk açıklamalara göre 34, sonraki açıklamalara göre 36 asker hayatını kaybetti. Ve ölümler bununla sınırlı kalmadı. Ölüm haberleri gelmeye devam ediyor. Savaş insanları, insanların gerçek hayatlarını yok ederken, buna ayrımcı yaklaşmak vicdanları yok eder. Bu savaşa yüksek sesle hayır demeliyiz. Lütfen hiç kimse şantajlara, tehditlere aldırmasın. Çünkü bugün sessiz kalırsak yarın daha büyük bedeller ödeyeceğimiz tarihin pek çok tecrübesi ile kanıtlanmıştır.
Biz biliyoruz savaş başlayınca ilk kaybedenler yoksullardır, hem çocuklarını hem de ekmeklerini kaybederler. Çünkü bu savaşlar bir yerlerde finanse edilecek, atılan her bombanın, atılan merminin, kalkan uçağın maliyeti var. Zaten şu son bir aya baktığımızda, ekonomide yaşananları dikkatle görmeniz gerekiyor. Göz ucuyla izlediğinizde ya da kendi mutfağınıza cebinize baktığınızda bunun nasıl gerçekleştiğini hemen keşfedersiniz. Ey bu ülkenin onurlu insanları, bu ülkenin emeği ile ekmeğini kazanmaya çalışan tertemiz vicdanlı insanları, bu savaş öncelikle sizi, bizi vuruyor. 

MÜLTECİLERE ZULÜM

Savaşın ağır bedelini ödeyenler arasında ön sırada gelenler sığınmacılardır, göçmenlerdir. Mülteci deniyor, toprağını terk etmek zorunda kalan insanlardır. Bir yerde savaş başladığında insanlar yerini yurdunu hatırasını, akrabasını, alışkanlıklarını terk edip oradan ayrılmak zorunda kalıyor. Sanki savaşı onlar çıkarmış gibi savaşın faturası da onlara ödetiliyor. Mülteci krizi insanlık krizidir, mültecilere her saldırı insanlara saldırıdır. Bu konuda güçlü bir halk hareketi örmek zorundayız.

‘MÜLTECİLERİ ÖLÜM YOLCULUĞUNA SÜRÜKLEDİLER!’

Mültecileri pazarlık kozu olarak ölüm yolculuğuna sürüklemek büyük vicdansızlık evet ama onları sınır kapılarında bekletmek gazla mermiyle müdahale etmek de vicdansızlıktır. Mültecilere Avrupa’daki bütün devletler kapılarını açmalıdır. Herkes bu insanların kanı ve canı pahasına kazandıkları parayı ortaya koysunlar. Bu insanların barınma, sağlık ve diğer bütün temel ihtiyaçlarını karşılayacak bir uluslararası fon kurulmalıdır. Bir uluslararası girişim oluşturulmalıdır. Bu devletlere bırakılamaz sadece. Kimse onları dinlemiyor, acılarını dinlemiyor. Bu insanlık adına utançtır.”

 

EN SON EKLENENLER