Yaşar Yakış: Dünya Kürtleri konuşuyor, biz gündemden düşürdük

AK Parti’nin kurucularından eski Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış, tırmanan diplomatik krizin sebeplerinden birinin Kürt sorunu olduğuna dikkat çekerek, “Dolmabahçe süreci çöktü. Ama dünyada aksi yönde işliyor. Yani dünya Kürt konusunu daha fazla ön plana çıkarırken, biz konuyu gündemden düşürdük” dedi.

AK Parti’nin kurucularından ve AK Parti hükümetinin ilk Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış, Türkiye’nin başta komşuları olmak üzere Avrupa Ülkeleri ile sırasıyla yaşadığı krizi, “Arazi realitesiyle uyuşmuyor” diye özetledi. Lagos, Roma ve Şam büyükelçilikleri ile NATO Daimi Temsilciliğinde de çeşitli görevler üstlenmiş Yaşar Yakış, AK Parti’nin Suriye politikasını eleştirdiği için partiden ihraç edildiğini hatırlattı.

‘SURİYE ÖNERİLERİMLE GELDİM, SURİYE ELEŞTİRİLERİMLE ATILDIM’

Oxford Üniversitesi’nde hocalık yaparken, İstanbul-Ankara uçağında Suriye’ye ilişkin düşüncelerini Egemen Bağışla paylaşması üzerine parti ile olan serüvenin başladığını belirten Yakış, yine Suriye düşüncelerinden kaynaklı bu kez ihraç edildiğini vurguladı. O dönem “Cumhurbaşkanına yakın olan bir arkadaş bana telefon etti. Abi bizim dış politikamız yurtdışında doğru dürüst anlaşılmıyor. Bunu en iyi anlatacak olan sensin. Today Zaman gazetesinde bizim dış politikamızı yazıp, anlatamaz mısın?” anekdotunu paylaşan Yakış, şöyle dedi: “(Aynı kişi hala görevde) 2015 yılında neden o gazetede yazıyorsun diye yazılı ifadem alındı. Disiplin kurulunda alınan kararda, ‘Paralel devletin finanse ettiği bir gazetede yazıyor olması nedeniyle ihracına karar verilmiştir’denildi.”

‘DIŞ POLİTİKA ARAZİ REALİTESİNE UYMUYOR’

Türkiye’nin Kürt sorununda kaynaklı dış politikada sendelendiğini ifade eden Yakış, düşünsel başka etkenlerin de olduğunu sözlerine ekledi ve şöyle devam etti: “Şöyle düşünelim, Kuzey Suriye Kürt meselesi olmasaydı, Suriye politikamızın öteki boyutları da arazilerdeki realitelere uymuyor. Türkiye’nin Mısır politikası da yanlış. Mısır’da bir darbe olmuş, bir askeri idareye el koymuş ama otoritesini sağlamış! Bizim hayır şuanda ülkeyi yöneten adamı biz tanımıyoruz, hapisteki adamı tanıyoruz dememizin arazideki bir karşılığı yok. İsrail’le olan ilişkilerimizde aynı. Mavi Marmara gemisi döneminde İsrail makamlarıyla ‘iş birliği yapmak istemiyoruz’ dersen, o zaman Mısır limanlarına götürür refah kapısından götürürsünüz. Ama o çatışmaya girip 9 vatandaşımızın ölmesine sebebiyet verilmeyebilirdi. Dolayısıyla yanlış yapıldı, yanlış yapıldığının farkına varıldığı için özür dilediler. Benzer durum Rusya ile de yaşadık.”

‘RUSYA HENÜZ BEDEL ÖDETMİŞ DEĞİL’

“Önce sert tutum sonra özür” siyaset kurumunu yıprattığını, bu tür işlerin diplomatlara bırakılmasının daha sağlıklı sonuçlar alacağını düşünen Yakış, Rusya uçağının düşürülmesi ve şimdi Hollanda krizine ilişkin şunları söyledi: “Rusya daha Türkiye’ye ödetmek istediği bedeli ödetmiş değil. Olmadığı kanaatindeyim.

ZARARLI ÇIKAN BİZ OLURUZ

Çavuşoğlu’nun uçağı Hollanda’ya indirilmemesi üzerine Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ‘Bundan sonra senin uçakların bakalım Türkiye’ye nasıl gelecek?’ dedi. KLM havayolu şirketi haftada mesela 10 sefer yapıyorsa, Türk Havayolları haftada 70 sefer yapıyor. Dolayısıyla bu sözler, bir tırmanmaya gider ki oradan zararlı çıkarız. Sonuçlarına katlanacaksanız her şeyi yaparsınız!”

‘SÜREKLİ DARBELERİN ‘İYİ OLDUĞUNU’ ANLATMAK ZORUNDA KALDIM’

1960’larda başladığı diplomatlık mesleğinde Ankara’nın tutumundan ve yaşanan darbelerden çektiği zorluklara dikkat çeken Yakış, “Her 10 yılda bir görev yaptığım ülkelerde askeri darbelerin ne kadar ‘doğru şey’ yaptığını, ne kadar ‘iyi şey’ olduğunu anlatmak, savunmak zorunda kalmış bir insanım.1960 ihtilalini, 71’de Nihat Eren’in başbakanlığındaki yönetimi savunmak zorunda kaldım. 1980’de de Suriye’de bunu savunmak zorunda kaldım. Ben kendi şahsımda hissetmiş olduğum zor durumu izah etmek zorunda kaldım” diye konuştu.

‘180 YILIK KÜRT SORUNU ASKERİ YÖNTEMLE ÇÖZÜLMEZ’

Türkiye’nin dış politikasına büyük etki geden Kürt sorununu, “180 yıllık sorun” olarak gören Yakış, hükümetin Dolmabahçe süreciyle soruna doğru teşhis koyduğunu ancak sonlandırılmasını anlamlandıramadığını söyledi. Dünyanın, Kürtleri “4 ülkede, 40 milyonluk tek devletsiz halk” olarak tanımlamaya başladığını sözlerine ekleyen Yakış, şunları dile getirdi: “Dolmabahçe süreci çöktü. Ama dünyada aksi yönde işliyor. Dünyada bu konu daha düşük konuşulurken, biz Dolmabahçe ile yükselttik. Bunu güçlendirmemiz gerekirken, ters gelişme oldu. Yani dünyada, Kürt konusu uluslararası ilişkilerin gündeminde daha da yükselirken, biz konuyu gündemden düşürdük.”

‘AÇIKTA KALIRIZ’

Irak’ta kurulan Federe Kürdistan’a dikkat çeken Yakış, Suriye’de de gidişat belli olmazsa da aynı istikamette ilerlediğini vurgulayarak, “Uluslararası ilişkilerin gündeminde bu konu, 10-15 sene öncesine nazaran daha ön plana çıktı. Dünyada böyle bir gelişme olurken, Türkiye’de de bir ara çok güzel bir adım atıldı, sonrasında rücu edildi. Cumhurbaşkanı’nın kuruculara verildiği bir yemekte dile getirdim; dünya bu işi daha fazla ön plana çıkarırken, Türkiye gündeminden düşürüyor. Buna dikkat etmemiz lazım. Biz bir politika oluştururken dünyadaki bu gidişatı göz önünde bulundurmazsak açıkta kalırız, yalnız kalırız” diye belirtti.

‘ÖCALAN KONUŞTURULMALI’

Turgut Özal’dan sonra Tayyip Erdoğan’ın, Dolmabahçe süreci ile sorunu kavradığını düşünen ve “Neden akamete uğradı, arka planını iyi bilmiyorum” diyen Yakış, “bu işi çözebilirse yine Erdoğan çözer” inancında. Kürtlerin Irak’ta Federal, Suriye’de benzer bir süreç ve İran’da ise Kürdistan adıyla iki eyaletin olduğuna işaret eden Yakış, “Kürtlerin ve Türklerin de yararlanabileceği daha geniş temel hak ve hürriyetlerin olduğu bir yönetim tarzının getirilmesi” gerektiğini söyledi.

“İsviçre’deki gibi Almanca konuşan da Fransızca konuşan da kendisini eşit derecede vatandaş hissetmeli” diye devam eden Yakış, sözlerini şöyle tamamladı: “Abdullah Öcalan’ın konuşturulması gerekiyor. Zaten Dolmabahçe öyle başladı. İşte İmralı’da hazırladığı metin burada Türkçe ve Kürtçe okundu. Bütün bunlar yapıldı, onun devam edilmesi lazımdı.”

Sedat Yılmaz – dihaber

EN SON EKLENENLER