Kendini ağacın tınısına bırak!

Milas’ta bağlama ustalığını yapan Raşid Kavaklı, ağacın damarına uygun hareket edilmesinin altını çizerek, “Her ağacının kendisine özgü bir tınısı var. Tını seni bir yere muhakkak götürüyor. Ağaç kurudukça, nefes aldıkça oyma bağlamadan daha güzel bir ses alırsınız” dedi.

Muğla’nın Milas ilçesinde bağlama ustalığı yapan Raşid Kavaklı (51), 11 yıldır atölyeye çevirdiği evinin kilerinde 3 telli cura, kısa ve uzun sap oyma bağlama, keman, ud ve kaval üretiyor. Beden eğitimi öğretmeni olan Kavaklı, bağlama serüvenini ve yaşam öyküsünü anlattı.

‘MERAK İLE BAŞLADIM’

Bağlama ile ilk temasının 22 yaşında, atandığı okulun öğretmenler odasında olduğunu belirten Kavaklı, o günden sonra telli çalgılara merak saldığını söyledi. Merakının ilerlemesi ve arkadaşlarının önerisi ile cesaretlendiğini belirten Kavaklı, bir bağlama ustasının bir kütüğü al ve oy demesiyle başladığını aktardı. Bağlama oymacılığının ölmek üzere olan bir meslek olduğunu ve yaşatılması gerektiğini kaydeden Kavaklı, ölmek üzere olan bağlama oymacılığını sevgisi ile yaşatmaya çalıştığını belirtti.

Bağlamanın tınısının püf noktasının tekneye yapıştırılan kapak kısmında olduğuna dikkat çeken Kavaklı, “Ben Artvin’den gelen Ladin ağacı ile kapak kısmını yapıyorum. Her ağacının kendisine özgü bir tınısı var. Her ağaçtan aynı tınıyı alma lüksümüz yok. 5 milim civarında olan yumuşak kapak tahtası hafif esnediği zaman yumuşak karakterli olduğunu gösterir ve bas tınısı verir. Sert ise ondan sert bir ses alırsınız. Sesteki tokluğu ondan bulamazsınız. Tını seni bir yere muhakkak götürüyor. Ağaç kurudukça, nefes aldıkça oyma bağlamadan daha güzel bir ses alırsınız. Ben oyma işleminde en çok dut ağacını kullanıyorum” diye konuştu.

‘AMACIMIZ BAĞLAMA KÜLTÜRÜNÜN SÜRMESİDİR’

Amacının bağlama kültürünün sürmesi olduğunu belirten Kavaklı, sattığı her bağlamada çocuğundan ayrılıyormuş hissine kapıldığını dile getirdi. Kavaklı, “Bir yandan seviyorsun, bir yandan da ömür boyu kullanılarak bağlama çalan kişiyi mutlu ettiğini düşünmek beni de mutlu ediyor. Büyük bir tutku ile bu oyma bağlama mesleğini icra ediyorum. Sevmezsen güzel bir iş ortaya çıkmaz” dedi.

‘AĞACIN DAMARINA UYMALI’

Kavaklı, bir ağacın bağlamaya dönüşmesini şöyle anlattı: “Bir bağlamanın teknesini 2 gün boyunca oyuyorum. Ondan sonra kurumaya bırakıyorum. Bağlama haline getirmek için o ağacın üzerinden bir yazın geçmesi lazım. Ne kadar uzun süre beklerse o kadar daha hoş tını vermesini sağlar. Beklemiş, dinlenmiş oyma bağlamalarda sesin kalitesini artıran bir olgudur. Kapak tahtasını yapıştırdıktan sonra ses deliğini açıyoruz. Daha sonra kurtağzı dediğimiz kısma bağlamanın sapını yerleştirip ardından sap eğimini veriyoruz. 4-5 milim yüksekliğinde bir eşik koyulması lazım. Yüksekliğin aşağıda ve yukarıda olması sesi etkileyen bir faktördür. Daha sonra saptaki bulgu yuvaları açıyoruz. Ardından ince zımpara ve dolgu malzemesi ile her tarafını kaplıyoruz. Kuruma işleminin ardından iki eşiğin arasına göre perde yerleri belirliyoruz. Akordunu yaptıktan sonra bir oyma bağlama hazır hale geliyor. Ağaçla çalışmak o kadar kolay bir olgu değil. Ağacın bir damarı var. Keseri hangi yöne vuracağımızı bilmeliyiz ki o ağaç kolayca yontula bilsin. Ağacın damarına uymazsan ağacı çatlatırsın. Mutlaka ağacın damarına göre hareket etmelisin.”

Bağlama ustalığının yok olmamasını isteyen Kavaklı, son yıllarda çırak bulamamaktan dert yandı.

EN SON EKLENENLER