Susuzluk önlenemez boyutta gelişiyor

Azalan su kaynakları nedeniyle büyük bir su sıkıntısı yaşanmaya başlandı. Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, kış kuraklığına dikkat çekti. Diğer yandan Fırat ve Dicle 2040’ta Irak ve Suriye’de akmaz olacak

Marmara Belediyeler Birliği Sürdürülebilirlik ve İklim Değişikliği Merkezi tarafından düzenlenen Dünya Su Günü nedeniyle çevrimiçi olarak “Afetler Odağında Su” webinarı düzenlendi. Panelin katılımcılarından Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, “Genellikle kuraklıkta kriz yönetimi olmuyor. Çünkü kriz yönetiminde artık su bitmiş oluyor. Kuraklıkta önce risk azaltmanız gerekiyor” dedi. Afet yönetimi sistemini ise şöyle sıraladı: Risk azaltma, hazırlık, tahmin ve erken uyarı. Kuraklık ve su kıtlığı ile mücadele için kentlerde yeni yaklaşımların gerekliğine dikkat çekti.

Kuraklık iklime bağlanmamalı

Türkiye tarihinin kuraklıkla dolu olduğunu ifade eden Kadıoğlu, “İklim değişti, kuraklık oldu diye bir anlayışa kapılmayın. İklim değişikliği kuraklıkta suçlanabilecek en son maddedir. Bir sürü problem varken hepsini göz ardı edip suçu iklim değişikliğine bağlarsak bu problemi çözemeyiz” dedi. Kadıoğlu konuşmasının devamında su kıtlığının nedenlerini şöyle sıraladı: “Kurak iklim, kuru dönemlerin uzunluğu, çölleşme (ormansızlaştırma ve aşırı otlatma, meraların yanlış kullanımı), şehirlerde su kaynaklarının çok üzerinde nüfus ve sanayi olması, aşırı talep ve arz dengesinin bozulması, çevre tahribatı, su havzalarının amaç dışı kullanımı, su kaynaklarının kirletilmesi ve küresel iklim değişikliği.”

Kış kuraklığına dikkat

Kuraklık nedeniyle kar yağışlarının yerini yağmurun, yağmurun yerini de buharlaşmanın alacağının beklendiğini belirten Kadıoğlu, “Yazın sıcaklaşma ve buharlaşma artıyor ve kışın da yağışlar azalacak. Özellikle kışın kar yağışının azalması tarım ve su kaynakları için büyük bir problem. Kar, kış kuraklığına dikkat etmek lazım” diye uyardı. Tarım için yağış ve buharlaşmanın farkına bakmak gerektiğini söyleyen Kadıoğlu, “Akdeniz’de şu an 240 kg yağış var. 2070 yılında 120 kg yağışa düşecek. İki ay daha sulama ihtiyacı artmış olacak” diye belirtti.

Bilimdışılığa prim verilmemeli

Prof. Dr. Kadıoğlu, afet risk yönetimiyle ilgili önerilerinde; “Yeraltı ve yerüstü su seviyeleri, toprak nemi, yağmış ve yağacak yağmur, buharlaşma miktarları, bitki örtüsünün durumu ve indekslerle su ve kuraklığı tek elden izleyebilecek belediye meteoroloji birimi kurulmalı. Kent Kuraklıkla Mücadele Planı yapılıp uygulanmalı. İçme suyu ile kullanma suyu birbirinden ayrılmalı. ‘Yağmur bombası’ gibi dünyanın hiçbir yerinde kuraklığa çare olarak kullanılmayan gerçek çözümü erteleyecek, dışa bağımlı, radikal, bilimdışı boş söylemlere prim verilmemeli” dedi.

Fırat ve Dicle kuruyabilir

Dünyanın büyük bölümünde temiz ve nitelikli suya erişim sorunu yaşanıyor. Oysa Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu, 2010’da su ve temizliğe erişimi bir insan hakkı olarak tanımasına karşın özellikle yoksul ülkelerde susuzluk başta çocuklar olmak üzere binlerce insanın yaşamını yitirmesine neden oluyor. BM kararına göre herkesin, kişisel ve evsel kullanım için yeterli, sürekli, güvenli ve erişimi kolay suya sahip olmaya hakkı olduğu belirtilmesine karşın suyun şişelenerek ticarileştirilmesine BM destekleri neden oldu. BM’ye bağlı Dünya Su Forumlarında suyun ticari bir meta olmasının yolu açıldığından bu yana su sorunu artarken, hızla gelişen ikim değişimi de bu sorunu giderek büyütmekte.

Irak 2040’ta susuz kalacak

Yüksek su stresi kategorisinde olan Irak‘ın yüzey sularının yüzde 98’i Dicle ve Fırat nehirlerinden geliyor. 2040’a kadar Dicle ve Fırat’ın Irak’ın sınırlarında yer alan kısımlarının kuruyacağı tahmin ediliyor. Bunun başlıca nedenleri Fırat ve Dicle üzerine kurulan devasa barajlar ve bu nehirleri besleyen akarsuların üzerine kurulan yüzlerce barajın inşa edilmiş olması. Bir yandan barajlarda toplanan suyun büyük suni gölleri var ederken, bölgesel iklim değişimine yol açıp bir yandan büyük kuraklığa neden olmakta. Diğer yandan sellere neden olan, ani ve kısa süreli yoğun yağışlar ortaya çıkarken, Irak ve Suriye’deki bugün yaşanan susuzluğun temel nedeni ise Türkiye’nin suyu bir silah olarak kullanıp baskı aracına dönüştürmesi olduğu biliniyor.

2022’de Somali’de 43 bin kişi öldü

Somali hükümetinin hazırladığı bir rapor, ülkede yaşanan kuraklık nedeniyle 43 bin kişinin 2022 yılında hayatını kaybettiği, hayatını kaybedenlerin 22 bini beş yaşının altında çocuklar olduğunu ortaya koydu. The Guardian’da yer alan habere göre, Somali’de 2023 yılının ilk altı ayına dair yapılan çalışmalarda ise 34 bin kişinin daha kuraklık nedeniyle yaşamını yitirebileceği belirtildi. Somali federal sağlık bakanlığı tarafından Unicef ve Dünya Sağlık Örgütü ile birlikte yayınlanan rapor, Londra Hijyen ve Tropikal Tıp Okulu ve Imperial College London’daki araştırmacılar tarafından Ocak’tan Aralık’a kadar Somali genelinde geriye dönük ölüm tahminlerine bakan araştırmacılar tarafından derlendi. Uzak bölgelere yayılmış bir nüfustan ve yerinden edilmiş yaklaşık üç milyon insandan doğru istatistikler derlemenin zor olduğu belirtilirken en yüksek ölüm oranlarının, kuraklıktan en çok etkilenen Bay, Bakool ve Banadir gibi güney-orta Somali bölgelerinde olduğu düşünülüyor.

EKOLOJİ SERVİSİ

#Susuzluk #önlenemez #boyutta #gelişiyor

EN SON EKLENENLER