Gel Bi Çay İçelim…

Her varlık kendi hakikatini yaşar. Onun görülme zamanı ise binlerce seçeneğin bir araya gelmesi ile mümkün olur. Örneğin siz sokakta yürürken adım hızınız, psikolojiniz, gittiğiniz güzergah sizin hakikatinizdir. Yaşamın hakikati sizinle birlikte hareket edendir. Siz yürürken 100 metre ileride bir kedinin önüne çıktığı esnada panik halinde direksiyonu bulunduğunuz yöne kıran araç size 10 metre kala, yabancı olduğu bölgede güzergahını şaşırıp ters yöne giren araçla size iki metre kala çarpışır bu çarpışma sizin hayatınızı kurtarır. Şok halinde iken başınızda bir kanama olduğunu fark edersiniz yüzünüzde toprak kırıntıları ve keskin bir ağrı. Trafik kazasına ikinci katta ki balkonundan tanık olan kadın panik halinde elini çiçek saksısına vurması ile saksı sizin kafanızda parçalanmıştır. Tabi kedi kendi hakikatine yürür, kaza geçirenler kendi hakikatine, izleyenler kendi gerçekliğine. Saksıyı düşüren kadın suçunu vaveyla içinde affettirme derdinde. Hayat bir anlık güçlü fark edilme ile kausunu gösterdi size. Yol bu nedenle seni görüyorum panik yapma. Cem de bu nedenle her can birbirine niyaz olur. Çünkü fark etmezsen suç oluşturursun. Yasaların, toplumların suç dediği bir farkedilme eylemidir. Doğal toplum inançlarında suç komundur. Bütün toplumundur bireyin suçu toplumun görmediğidir.

Diyanet işleri başkanı nedense Alevi mekanlara geldiği vakit canı çay çekiyor. Muhabbete canı kaynadı tabi, hani misafire pervaneliğimizi de biliyor. Sağ olsun o da onun gerçeği bizi mi sever, çayımızı mı sever. Kılavuzluğumuza mı ihtiyaç duyar artık onun yürüyüşü. Bilmiyor ki her geldiğinde bizlerin ne kadar tedirgin olduğunu ya da bu kaus hali hoşuna gidiyor. Sayın Başkanın bu nedenle de canı çay çekiyor olabilir o heyecanı hissettiği anda ki çay muazzam güzel geliyordur bilemeyiz. Biz neden heyecanlıyız peki onu da anlayalım beraber. Bizimkisi hanesinde yabancı olmak gibi mahçubiyet ya da minderi uzun zaman kabul görmemiş haklı-suçlu misali “ ulan bu minder verdi, kesin altından bir hinlik çıkar” çelişkisi. Ya da Muaviye meselesinde ki Hakem kurnazlığının üstesinden gelememiş olmanın hırsı bu kausa sebep. Ama telaşa gerek yok biz Sayın Başkana daha önce yüzüne de demiştik bu Diyanet meselesi bize uymaz diye.

Şimdi meselenin özü ABF İnanç Kurulu ve AKD Mersin Cemevi Başkanı Pir Hasan Kılavuz bir çay içimlik sohbeti reddetmesini ve istifasını isteyen canlar ve kurum temsilcileri baştan bir hata yapıyorlar. Bir Pir’in istifasını istiyorlar hemde kendilerinin en geniş örgütleri olan ABF nin inanç kurulundan burda bir eksik var zaten bu tartışılyordu. Mesela bu kurul Rızalıkla mı yoksa seçimle mi olmalı. Seçim bir rızalaşma modeli midir. Bu Hakk Yol Alevilik Erkanına uygun mudur? Bugün Pir Hasan Kılavuz istifa etse Kurul kendi değerinden neler kaybedecek bunu düşünmek gerek. Alevi toplumunun Çay içmelik düşünen diyanet başkanı, sonra sekiz imzasına bir meclis üyeliği çok görülen kurum başkanlığı itibarı ne ola ki. Bu can havli ile ulu orta laf söyleme alışkanlığı ne çok toplumumuzu hırpalıyor herkes fakında olmalı. Hele bir basınımız var dostlar başına cevval mi cevval. Bir diyanet görmesin kırmızı görmüşe dönüyor. Bir darlık görmesin hemen üstünde tepiniyor. Hem bir çay içmeye bu kadar vaveyla koparmak beklentinin yüksekliği ile ancak açıklanabilir. Pir Hasan Klavuz’da tek başına bir saatlik görüşmede Aleviliği kimseye teslim edecek değil. Özgüven önemli bir diplomatik yaklaşımdır. Habercilik böyle birşey olsa gerek. Tabi bizde “Mihman Ali’dir” mihmana mihmandarlık eden xanedan Anadır-kadındır. Bu mihmandarlıkta kadın canlarımızın olması işin rengini Diyanete de anlatırdı. O da artık hepimizin suçu.

Diyanet işleri başkanı Alevi Kurumlarına ziyarette bulunurken bu çay içmelik alışkanlığını değiştirsin. Kendisi devleti temsil ediyor. Ehl-i Sünnet toplumunun Hanefi mezhebini temsil ediyor. Cümle müminin hakikat yürüyüşünde vicdanların gerçeği inancın bu kadar para ile anılır olması bizler için zulken. Kendisini her gördüğümüzde fetvaları ile bizlere yapılan hakaretleri kendisi de biliyor. Bu kadar tepemizde yumurta pişerken Türkiye Halkları olarak kendisi bir ferahlık yaratma istiyorsa sağ olsun. Fakat işin hali bu değil hepimiz biliyoruz. Fakat Halklarımızın iyi düşünerek, iyilik dileyerek hal bilmesine biz Aleviler hep kıymet vermişizdir.

Pir Hasan Kılavuz’a bir yol evladı olarak önerim. Artık bunu medya da tartışmanın anlamı yok. İnanç kurulunun kamilleri bir araya gelir. Hem Diyanet İşleri Başkanına, hem Devlet’e hem de toplumumuza amacımızı, yaklaşımımızı detaylı olarak ortaya koyarlar. Tüm kurum temsilcilerine ve canlara önerim daha olgun, daha makul yaklaşmak bizlerin değerini güçlendirir. Tek başına düşülen her macera eksik olduğunda sadece yapanın yanına kalmıyor. Örnek verdiğimiz kazada herkes rolünü iyi düşünmeli. Lakin Alevi Yol önderleri ve aydınları her gün Rus ruleti ile sınanır durumda iken. Daha güçlü yaklaşımlara ihtiyacımız var.

Hakk Aynamız, Xızır Yardımcımız Olsun…

EN SON EKLENENLER