Buca Cezaevi ; yıllar içinde hepimizde derin izler bıraktı. İdamlar, açlık grevleri, tek tip elbiseye karşı yapılan direnişler katliamlar. İçerde ve dışarda sürdürülen mücadele ve dayanışma.
Türkiye devrimci hareketi açısından da önemi çoktur. Birçok devrimci bu cezaevinde tutuklu kalırken, dört devrimci burada idam edildi. TARİŞ’te çalışan ve 20’li yaşlarında olan Seyit Konuk, Necati Vardar ve İbrahim Ethem Coşkun, 1 Mayıs 1981 tarihinde idama mahkum edilip, 13 Mart 1982 tarihinde idam edildi.
İlyas Has’ta askerî mahkemedeki yargılama sonucu 18 Ocak 1982 tarihinde Türk Ceza Kanunu’nun 146/1 maddesi uyarınca idam cezasına mahkûm edilerek, 7 Ekim 1984 tarihinde Buca Kapalı Cezaevi’nde idam edildi. Türkiye’de son idam edilen kişi olan Hıdır Aslan da Buca Cezaevi’nde kaldı. Şubat 1980’de yakalanan Aslan, Devrimci Yol üyeliğiyle suçlanarak İzmir Buca Cezaevi’ne gönderildi. dört yıl cezaevinde kalan Aslan, 25 Ekim 1984’te 12 Eylül faşist darbesinin ardından ANAP iktidarında Turgut Özal döneminde idam edildi.
Devlet güçlerinin devrimcileri yok etme politikalarının bir sonucu olarak yine Buca Cezaevi’nde 21 Eylül 1995 tarihinde özel giysili, kalkanlı, silahlı timler Buca Cezaevi’nde devrimci tutsaklara saldırdı. Koğuşlara önce gaz bombaları attılar, ardından kalaslar, demir çubuklar ve coplarla devrimcileri katletmeye başladılar.
Katliamda Turan KILINÇ, Yusuf BAĞ ve Uğur SARIASLAN vahşice dövülerek öldürüldü, onlarca tutsak ağır yaralandı.
”Barikat zorlanıyor
Kesiyorlar kapıyı
Tavan delik
Bombalar atılıyor
Göz yaşartıcılar
Ses bombaları
Sis bombaları
Sarı
Mavi
Yeşil
Kırmızı
Duvarda Mahir’in resmi
Dumanların arasından gülümsüyor gözleri
“Dayan yoldaş, yeneceğiz faşizmi!..”
(21 Eylül 1995 Buca Hapishane Direnişi’ne dair, Buca’da yazılan bir şiirden bir bölüm) . Orada her siyasi yapıya ait anılar , devrimci dayanışma da var, Duvarlar yıkılmaya başlansa da asla unutulmayacak. Bu mirası gelecek kuşaklara taşımak için park olarak düzenlenmeli ve içine mutlaka bir anı evi yapılmalıdır.
Buca Cezaevi, devrimci mücadele açısından 12 Eylül rejiminin en net fotoğrafıdır ve unutulmamalıdır.