Alevi oyları Demirtaş’a

Bin cefalar etsen almam üstüme oy
Gayet şirin geldi dillerin dostum
Varıp yad ellere meyil verirsen
Gış ola bağlana yolların dostum dostum 
(Pir Sultan)

Görünen o ki cumhurbaşkanlığı seçimleri süreci en çok Aleviler üzerinden gerginliklerin derinleştirilmesi ile yol alacak. Kürt siyasetinin yeni bir Türkiye yaratma ideali toplumu derinden etkilemektedir. Özellikle Alevilerin belirgin bir biçimde Kürt siyasetiyle ortak gelecek için adım atması, muhafazakar, gerici ve ulusalcı çevrelerde büyük bir panik yaratmıştır. Bu panik, yeni provokasyonlar ve saldırılarla korku siyasetinin derinleştirilmesine neden olurken, Alevilerin devletçi ve ulusalcı kesim içinde tutulması hedeflenmektedir.

Başbakan başta olmak üzere, ulusalcı ve faşist kesimler el ele bu provokasyonları örgütlemektedir. Seçime kadar da bunun tonajını artıracakları anlaşılmaktadır. Alevilerden oy alması beklenmeyen AK Parti, Alevileri CHP’ye mahkum etmek gibi bir çalışma yürütmektedir. Erdoğan’ın söylemi, davranışı ve verdiği mesajlar korku siyasetinin örgütlenmesine en büyük katkıyı sunmaktadır. Bu politik yönelim, bakış açısı ve söylemlerin CHP’yi beslemesi, CHP’de oya dönüşmesi, Başbakan’ın, Alevilik konusunda CHP ile hem fikir olduğunu ortaya koymaktadır. AK Parti’ye ve onun adayı Tayyip Erdoğan’a oy vermeyecek olan Alevileri CHP’de tutmak suretiyle, devletle bütünleşmeyi amaçlamaktadır. CHP ise adı Tayyip Erdoğan olmayan Türk-İslamcı bir adaya oy verdirmek suretiyle devletin bekası konusunda AK Parti ile olan ortaklığını ortaya koymaktadır.

Öyle bir aday ki; Muhsin Yazıcıoğlu için “halkımızın kahraman bir evladıydı” diyebilecek kadar Alevilere düşman. Maraş’ta, Malatya’da, Çorum’da Alevi katletmekten başka bir “kahramanlığı” olmayan Yazıcıoğlu şahsında verilen mesaj Eklemettin bey seçildiğinde bizleri kimlerin, hangi kahramanların beklediğini göstermektedir.

Kısacası farklı cepheden Alevilerin oyları Tayyip Erdoğan ve Ekmelettin İhsanoğlu şahsında devletleştirilmek istenmektedir. Bu aslında Türk-İslamcı tırnak içinde cumhuriyetçi devletin yaratmak istediği, tekleşmenin de sağlanmış olması demektir.

Onun içindir ki devletin dışındaki tek aday Selahattin Demirtaş’dır. Demirtaş, değişen Türkiye’nin resmidir. Özgürlüklerin yaratılması, değerlerin korunması, inançların varlıklarını her alanda hissettirmesi anlamına gelmektedir. Bu misyon Demirtaş’ın şahsının ötesinde halkların, inançların ve sınıfların taleplerinin ancak bu cumhurbaşkanlığı seçimlerinde onun omuzlarında olmasındandır.

Büyük bir yük ve misyon üstlenmiştir. Halkların, inançların, kadınların, sınıfların umudunu ve hayalini omuzlamıştır. İşte Aleviler böylesine bir misyon yüklenmiş olan, Selahattin Demirtaş şahsında, kimlikleriyle var olabilmenin mümkün olduğunu görmüşlerdir. Türkiye siyasetine yeni bir soluk taşıyan Demirtaş şahsında gerici-muhafazakar, faşist ve ırkçı yapılar bu umutları yıkmak için harekete geçmişlerdir.

Diyarbakır’da kadınlara balta ve satırlarla saldıranlar, Rize’de tekme tokat linç girişimde bulananlar, Elbistan’da gençlere saldıranlara, İstanbul’da Selahattin Demirtaş standı açan Alevilere yapılan saldırıların tümü yeni Türkiye idealine karşı açılmış bir savaştır. Tüm bunlar, birlikte yaşama kültürü, sorunların ortaklaştırarak aşılması noktasında atılmış bir örnek adım olan HDP’ye karşı bir linç girişimidir.

HDP’nin ne kadar doğru bir adım olduğunu bu saldırılardan yola çıkarak söylemek mümkündür. HDP birilerini korkutmuş huzursuz etmiş ve egemenlik alanlarına müdahale etmiştir. Biz Alevilerin HDP içerisindeki varlığı da bu çevrelerin korkusunu artırmaktadır. Türkiye’de ezilen halkların, inançların ve emeğin itifakkı olan HDP, bu kesimlerin gücünü de Selahattin Demirtaş şahsında ortaya koymuştur. Seçim sürecine kadar her zamankinden daha duyarlı olmak, provokasyonlara karşı her zamankinden daha fazla tedbirler almak gerekmektedir.

Aklın duygulara hükmettiği bir sürecin içinden geçmekteyiz. Sabretmeyi bilmek, Kürt siyasetinin emeği ile yoğrulmuş, kişilik kazanmış bir dil kullanmak şarttır. Alevi ahlakı ve bakış açısıyla sorunları hal etmek, HDP başta olmak üzere siyasal partiler nezlinde pirim elde etmek için, gerginlikler üzerinden siyaset üretmekten itina etmek gerekmektedir. Devlet zaten böylesine bir gerginliği yaratmak, Kürtleri, Alevileri, emekçileri birbirine düşürerek, özgürlük ve demokrasi bloğunu ortadan kaldırmak için uğraşmaktadır. Her Kürt, her Alevi, her kadın, her emekçi özgürlük davası için çok kıymetlidir. Onun için birbirimize değer veren, yanlışlarımızı Hak divanında hesap vererek hakikat yolundan yürüyebilmek gerekir.

01.08.2014

23 YORUMLAR

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Yazarın diğer makaleleri