Aynıların, iktidar savaşı

Siyasal İslamcıların kendi aralarındaki iktidar savaşı, Erdoğan-Ergenekon darbesiyle devam etmektedir. Gidişatın, Ergenekon destekli, Erdoğan diktatörlüğü olduğu açıktır. Bu diktatörlüğün MHP ve CHP ayağı tamamlanmıştır. Biatları alınmıştır. Saray toplantısı, “demokrasi nöbetleri” ve Yenikapı mitingi teslim olmuşların, aynı amaç etrafında toplanmışların vaziyetlerini göstermiştir.

Kürt düşmanlığı üzerinden birlik sağlanmıştır. Kürtlerin, Alevilerin ve sol-sosyalistlerin hedefte olduğu her yerde deklere edilmiştir. FETÖ’nin adının geçtiği her yere Kürt Özgürlük Hareketi, haşhaşiler, ateistler diye başlayan cümleler eklenerek, siyasal “İslam” aklanmaya çalışılmaktadır.

“Annem, anneni …’de görmüş” misali, görenin namuslu, görülenin suçlu olduğu bir dönemden geçmekteyiz. Koca koca insanlar ekranları doldurmakta, kandırıldık hikâyeleri anlatmaktadır. “Fethullahla birlikte adamı falakaya yatırdık” diyenler, “gerçeğin” temsilcileri olurken, kimse bunlara, bu suçlarından dolayı hesap verip vermediklerini sormamaktadır.

Bir dönem FETÖ’cü olduğunu söyleyenlerin itirafları havalarda uçuşurken, İslam adına aklı zorlayan, oradan oraya savrulmuş menfaat çetelerin varlığı ve bu halka neler yaptıkları da ortaya dökülmektedir.

“Birlikte yürüdük biz bu yollarda” diyenlerin bu yolculukta neler karıştırdıkları, kırıştırdıkları, kirlenmedeki derinlik görülmektedir.

FETÖ’ye karşı “demokrasinin” kazandığını dillerine dolayanlar, Erdoğan ile Gülen arasında farkı, anlaşamadıkları konuların neler olduğunu ortaya koyan tek bir cümle etmemektedirler.

“Kandırıldığını” söyleyenler kervanındaki Erdoğan hangi konularda, nasıl kandırılmıştır. Kandırıldığını anlayıncaya kadar neler vermiştir. “Ne istediniz de vermedik” dediği şeyler nelerdir. Bunları açıklaması gerekmektedir.

“Diyanetten, İmam Hatipten terörist çıkmaz” diyenler, savaş uçaklarıyla halkı bombalayan canilerin nerede, nasıl yetiştirildiklerinin hesabını halka vermelidir.

Darbe girişiminin arkasına saklanarak bu sorumluluktan kaçınılamaz.

Bu ortaklık akdinin bozulması insan hakları, özgürlükler, kadın, emekçiler, Kürtler, Aleviler… konusundaki yaklaşım farklılıklarından, daha fazla demokrasi talebinden kaynaklanmamıştır. Bu konularda aynı fikrin zikirleri olanlar, kim şef olacak kavgasının faturasını Türkiye halklarına çıkarmaktadır. Erdoğan Sarayı’nın Pensylvania’daki malikâneden farkı olmadığı bilinmektedir. İkisi de şatafatın, dünya nimetlerinin ve hırsının peşinde oldukları yaptıkları ve söyledikleriyle ortadadır.

Bu konuda Kürtlerin, Alevilerin, demokrasi güçlerinin, sol ve sosyalistlerin şimdiye kadar söylediklerindeki haklılık bir kez daha teyit edilmiş oldu.

Günler, bizlere demokrasi güçlerini yeni saldırıların beklediğini haber vermektedir. “Sivil”, Siyasi “İslamcı” otoriter bir devlet gelmektedir. Bunun tüm alt yapısı, klikler arası uzlaşma tamamlanmıştır.

Onun içindir ki; HDP ve bileşenleri bu diktatörlüğün, çetenin hedefindeki tek direnç gücü olarak durmaktadır. Aynıların, iktidar savaşı ülkeyi kan gölüne çevirdikleri bu süreçte, birlikte yaşama umudunu diri tutan muhalif güçtür.

Herkesin âmâlarını bir kenara bırakarak bu büyük tehdit karşısında birleşmesi, çocuklarımız için, geleceğimiz için sorumluluklarına sahip çıkması gerekmektedir.

1 Yorum

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Yazarın diğer makaleleri