Küfelilerin Alevi kimliği

Kırklar Meydanına Vardım
Gel Beri Ey Can Dediler
İzzet İle Selam Verdiler
Gel İşte Meydan Dediler 
(Şah Hatai)

Saldırı ve baskılar karşısında Alevilerin yaşadığı en temel sorunlardan bir tanesi değerler toplumu olmaktan uzaklaştırılarak karşıtlarıyla benzeştirilmesi, özdeşleştirilmesi ve onlar üzerinden okunmasıdır. Asimilasyon da tam bu noktada işlevini yerine getirmiş oluyor. Alevileri Alevi yapan ortakçı yaşam biçimi, değerlerin korunması için direniş kültürü, tüm bunun ötesinde ikrarıdır. Bugün ikrar başta olmak üzere ortak ve eşitçi yaşam ilişkileri ve direniş kültürü hem içerden hem dışarıdan saldırılarla ortadan kaldırılmak istenmektedir.

Alevilerin kendilerine sahip çıkamayan, kendilerini temsil edemeyen ve değerlerini siyaseten pazarlayan kesimlerine karşı sessiz kalmasını sağlayacak olan “ama”lar üretmek, artık Alevilerin günlük hayatının bir parçası haline getirilmek istenmektedir. Her şeye bir gerekçe üretenler, korku siyaseti üzerinden beslenenler, geçmiş bir siyasetin kendisini de resmetmektedirler.

Kerbela vakası Alevi tarihinin tüm yaşanmışlıkların hikayesidir. Orada asimilasyona karşı duruşu, ihaneti, kahramanlığı, yalnızlığı, çaresizliği, her şeyi görmek mümkündür. Muaviye düzeninin korkular ürettiği cehenneminde düşman ne kadar güçlü olursa olsun ona insanlığın “dur” diyebileceğinin de gösterildiği yerdir.

Bugün Zeyneb’in lanetiyle lanetli olanlar yani Küfeliler, yani ihanetin temsilcileri, günün koşulları içerisinde yüzlerce “ama” üretmişlerdir. Tüm bu “ama”lar, tarih içerisinde lanetle anılmıştır ve lanetliler yüzlerce yıldır kendilerini döverek, bedenlerine acı vererek bu lanetten kurtulmayı dilemektedirler.

Bugün yine “ama”larla direnen Alevilik Muaviye ordularına teslim edilmek istenmektedir. Bunun için yeni yeni gerekçeler üretilmekte, Alevi kimliği ile yakından uzaktan alakası olmayan Alevi kökenli devşirmeler üzerinden Küfeliler örgütlendirilmektedir. Kendisine Aleviyim bile diyemeyecek kadar korkmuş ve sindirilmiş ve pazarlıklara malzeme edilmiş Alevi uyanışına karşı kullanılmış şahsiyetlere “Alevi” diyerek, Alevilere hakaret etmek siyasetin doğal  bir hali haline getirilmiştir. Yüzlerce mektup yazarak Hüseyin’i Küfe’ye davet edenler, hangi avcının kekliği idiyse bugünküler de aynı avcılar için ötmektedirler.

Biz Aleviler, ehlibeyt soyundan gelenler, bu ihaneti biliyoruz. Aile efradı ile birlikte Kerbela’da Hüseyin’i yalnız bırakanlar ne kadar “Alevi” idilerse bunlar da o kadar “Alevi”dirler.

Hiçbir şey Alevilerin Alevilere ihaneti için gerekçe haline getirilemez. Hiçbir yaklaşım “ama”larla mazur gösterilemez. İhaneti şirin hale getirenler ihanetin kendisidirler. Onun içindir ki Hüseyini duruş, biz Alevilerin olmazsa olmaz duruşudur. Eğer iktidar olmaksa, Hüseyinlerin iktidar olmak için tüm imkanları vardı ve önüne bu imkanların tümü sunulmuştu. Hüseyin’in bu iktidarın imkanlarını reddetme iradesini göstermiş olması, onun büyüklüğü, Aleviliğin felsefi yaklaşımındaki temel desturdur. Şimdi iktidar nimetlerinden faydalanmak için üretilmeye çalışılan “ama”lar, Alevi ahlakına, felsefesine ve inancına  bir saldırıdır. Hüseyin’in duruşuna bir saldırıdır. Bu saldırıların kabul edilebilir gösterilmesi ve çabası binlerce yıldır mücadele veren Alevi geleneğine karşı sürekli uygulanmaktadır. Yavuz Sultan Selim ürettiği, devşirdiği kesimlerin özellikle günümüzde gerçekleştirdikleri bu saldırılar karşısında Alevilerin kayıtsız kalmayacakları açıktır. Alevilik, binlerce yıldır kendisinden ve değerlerinden taviz vermeyerek bugüne gelmiştir. Bugün sahip olduğumuz değerler atalarımızın binlerce yıllık inkar ve asimilasyona karşı direnmesi ile kendi kimliğinin ve değerlerinin arkasında durmasıyla bugünlere gelmiştir. Bundan sonra da bu değerler aynı mantık içerisinde yaşam bulacak, tüm bu ihanet, işbirlikçilik ve devşirmecilik karşısında yenilmeyecektir.

1 Eylül Dünya Barış Günü’nde ikrarın ve ikrar vermişlerin manevi huzurunda Kırklar aşkına Pirlerimiz, yazar ve aydınlarımız bir araya gelecektir. Hakkı verilmiş bir yaşam huzurunda, geleceğe dair ne yapılacağının tartışılacağı toplantıda, ezilenlerin birlikte mücadelesi başta olmak üzere Alevilerin onurlu duruşunun arkasında duracak bir buluşmaya vesile olunacaktır. Levh-i kalem Alevi Fikir Topluluğu’nun çağrısıyla toplanacak olan Aleviler, aynı zamanda Êzidîlere yönelik saldırılara karşı, pratik adımları da atmayı kendi arasında görüşecektir. Gerçeğin demine, şahı şehidan Hüseyin huzurunda, Allah Eyvallah…

63 YORUMLAR

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Yazarın diğer makaleleri